BİZİMLE HİÇ BİR ŞEY PAYLAŞMIYOR!

Yaz tatili olması nedeni ile ailelerin çocuklarıyla geçirdikleri zaman arttı. Bununla birlikte çocukları ergenliğe giren ailelerin “Bizimle hiçbir şey paylaşmıyor” şikâyetleri de arttı. Ergen çocuğu olan aileler, çocuklarının artık onlarla konuşmadığından, aynı odada oturmadığından, hatta beraber bir yerlere gitmek bile istemediklerinden yakınıyorlar. Çoğu çocuklarının büyüdükçe kendilerinden koptuğu, uzaklaştığı endişesi taşıyor. Oysa çocukların büyüdükçe ailelerine olan gereksinimlerinin azalması gelişimin doğal bir sonucudur. Ama bu ailelerinden koptukları anlamına gelmez. Bu endişelerle baş edebilmenin yolu, ergenlik sırasında olan değişimleri bilmek, beklentilerinizi ve davranışlarınızı ona göre planlamaktır.

Anne-babaların en sık yakındıkları konulardan biri, ergenlik döneminde çocuklarıyla konuşmamaktır. Çünkü ergen iletişim kurmaya çok yanaşmaz. Genellikle konuşma girişimleri tartışmaya döner. Bunun nedeni iki tarafın da birbirlerini dinleme ve anlama için çaba sarf etmemeleridir. Ergenlik başlaması ile sizden çok farklı olan, sizin isteklerinizi değil kendi isteklerini önemseyen bir birey ile karşı karşıya kalırsınız. Buna rağmen unutmayın ki ergenler gereksinim duyduğu zaman, sizin yanında olduğunuzu bilmek ister.

İsyankârlık gelişimin bir parçasıdır

 Ailenin “isyankârlık” diye nitelediği davranışlar, çoğunlukla doğal gelişiminin bir göstergesidir. Bazı düşünürlerin “normal delilik” diye adlandırdığı ergenlik döneminde gösterilen bu asilik, ergenin farklı ve ayrı bir kimlik geliştirebilme ihtiyacının sonucudur. Çoğunlukla da ebeveynlerinin istemediği bir davranış olduğunu düşündükleri için, ergeni bile zaman zaman rahatsız eden isyankâr tutumlar gösterirler. Bunun nedeni daha çok düşüncesizliktir. Ayrıca utangaç ve sosyal açıdan henüz beceriksiz olmaları bu davranışlara neden olur. Gergin, mutsuz bir ergen kısa ve ters yanıtlar verir. Bu erişkinler tarafından kabalık olarak değerlendirilir. Oysa onlar hislerini anlatamadıkları ya da anlatmak istemedikleri için ters yanıt verirler. Ergenlerin en çok kabalaştıkları zaman, erişkinler tarafından engellendiklerini düşündükleri zamandır. Haksızlığa uğradığını, istediğini anlatamadığını ya da dinlenilmediğini düşünen ergen kabalaşır.  Ebeveynleri en çok kızdıran ise ergenlerin öfkeli olmalarıdır. Ergenler için isteklerinin hemen olması önem taşır. Beklemeye ya da bir şey elde etmek için eziyet çekmeye tahammülleri yoktur. O nedenle aileyi zorlarlar. İstekle başlayan konuşmalar, ısrara ve tartışmaya döner. Bu zor bir durumdur ve çözmek kolay değildir.

Çocuğunuzu tanımanın yolu onunla konuşmak ve onu dinlemektir. Siz ergenlerle konuşurken genellikle onların yaşamlarına, arkadaşlarına, okullarına  ilişkin bilgi edinmeyi amaçlarsınız. Oysa onlar kendilerini ve arkadaşlarını ilgilendiren konulardan, müzikten, polisiye ve toplumsal olaylardan konuşmayı severler. En önemlisi onunla konuşurken alaycı olmamanız ve ona önemli gelen konuları sizin çoktan hallettiğinizi söyleyerek küçümsememeniz ya da bunlarla uğraşmaması gerektiğini söylememenizdir. Konuyu tek tutmaya, hazır fırsat buldum düşüncesi ile birçok şeyi bir arada söylemeye çalışmayın. Konuyu yüzleştirir ve yargı bildirir şekilde sunmak, iletişimi engeller. Daha yüksüz başlarsanız, tartışabilir ve onun fikirlerini öğrenebilirsiniz. Siz onu anlamaya çalışıp, paylaştıkça o da sizinle paylaşacaktır.

Facebooktwitterlinkedinmail