Tüm dünyayı etkileyen ekonomik krizin yaşamı, geleceği nasıl etkileyeceği tartışmasının önemli bir kısmını psikolojimizi nasıl etkileyeceği sorusu oluşturuyor. Bu soruya yanıt aramadan önce, psikolojinin krizi nasıl etkileyebildiğini de değerlendirmek gerekir. Ekonomik krizlerde oluşan panik havasının insanları ve ülkeleri yanlışlar yapmaya ve krizin etkisinin artmasına neden olduğu bir gerçektir. Haberlerin aktarılış şekli, bilgi veren uzmanların söyledikleri, dedikodular insanları umutsuzluğa düşürmektedir. Umutsuzluğa düşen insanlar ve ülkeler krizle baş etmede zorlanmaktadır. Bu nedenle krizin, ülkenin durumunun ve en son olarak da bireysel durumumuzun doğru ve gerçekçi değerlendirilmesi önemlidir. Kriz dönemlerinde depresyon, kaygı ve somatizasyon bozuklukları artar. Ama bu herkesin ruh sağlığı bozulacak ve yardım gerekecek demek değildir.
AİLELER
Kriz dönemlerinde bazı aileler daha çok etkilenmektedir. Krizin en başında ve hazırlıksız olarak etkilenenler, en fazla sorun görülen kişilerdir. İş kaybı, toplum içinde yer kaybı, yaşam şartlarındaki olumsuz değişimler sorunların oluşumunu etkiler. Ama zaten sorunları, çatışmaları, sıkıntıları olan aileler krizden daha çok etkilenir. Bu tür ailelerde yıkımlar, ayrılıklar daha fazla görülür.
Hem birey hem de aile olarak krizle iyi mücadele edenlerin belli ortak özellikleri vardır. Ekonomik kriz herkesin yaşamında iş kaybı, yaşam şartlarında olumsuz değişimler, toplum içinde etkinlikte düşüş gibi nedenlerle mutsuzluk nedenidir. Ama yardım alabilenler, destekleri olanlar ve yaşam değişikliklerine daha kolay uyum sağlayanlar krizle başa çıkmada daha beceriklidirler. Özellikle geleceğe ilişkin umudu koruyabilme ve beklentilerini biçimlendirebilenler, krizle mücadelede güçlü olanlardır.
Ailesel destekleri olan kişilerin ve ailelerin, kriz dönemlerini daha kolay atlattıkları bir gerçektir. Maddi durumu bozulan ailenin bu destekle umudunu kaybetmemesi ve toparlanmak için zaman kazanması kolay olur. Maddi destek yanı sıra manevi olarak yakınlarının yanında olduğunu bilmek, kişiyi ve aileyi toplumsal kayıplardan ve olumsuzluklardan korur.
ÇOCUKLAR
Çocukların krizden nasıl etkilenecekleri, aile büyüklerinin tutumları ile bağlantılıdır. Kriz öncesi çocuğa tutum, aile içinde verilen değerler ve öğretiler etkilenme düzeyini değiştirir. Çocuğun daha önce yaşam koşullarından, paranın değerinden, aile sorunlarından uzak tutulmuş olması, yeni duruma uyumunu zorlaştıracaktır. Çocuklar yaşlarıyla uyumsuz şekilde sorunlara boğulmamalı ama aile ve ülke sorunlarından da tamamen uzak tutulmamalıdır. Aile krizi sadece ebeveyn çatışması değildir. Ebeveynler genellikle kriz durumlarını, çocuklarını korumak için saklamaya çalışırlar. Kendi duygularını ise paylaşmayarak, her şey yolundaymış gibi davrandıklarını düşünürler. Oysa ailenin fark ettirmediğini sandığı sıkıntı, çocukları etkiler. Özellikle ergenler, bu durumdan hiç etkilenmemiş, umursamıyormuş gibi davranabilir. Ergen her zaman kaygı ve üzüntüsünü dile getirmez. Eğer okulda başarısında ve ilişkilerinde değişim varsa bu durumla baş edemiyor demektir. Belirsizlik çok daha büyük sorunlara yol açar. Bu nedenle evde oluşan sorunlar, ebeveynlere ilişkin problemler ergenle uygun bir şekilde paylaşılmalıdır. Ergen, sorunun çözümünde ve başa çıkılmasında ailesinin yanında olmakla rahatlayacaktır.
VE……………
Ne yapmamız gerekiyor? Öncelikle kaygılarımızla akılcı baş etmeliyiz. Son zamanlarda unuttuğumuz ve bu nedenle çocuklarımıza da öğretemediğimiz tutumlu olma, yeniden hatırlanabilir. Aşırı tüketim toplumu olmaktan nasıl çıkılabileceğini planlamak için uygun zaman olarak değerlendirilebilir. Bu hiç harcama yapmamak anlamına gelmemelidir. Ekonominin devamı için çalışmak, kazanmak ve harcamak şartı var. Kendimizi kontrol ettiğimiz ve yeni durumlara uyum sağlamayı başardığımız sürece sorun olmayacaktır. Geleceğe ilişkin umutları kaybetmemek ve gerçekçi sınırlamalara, gerçekçi beklentileri eklemek ekonomik krizi olmasa da, bizlerin krizlerini azaltacaktır. Genel kriz psikolojisinin ekonomi ve toplumsal barış üzerindeki etkisini kontrol etmek ise yöneticilere ve uzmanlara düşmektedir.