ENDİŞELİ OLAN ÇOCUKLARA NASIL DAVRANMAK GEREKİR?

Ailelerin çocukları için endişelenmeleri doğal karşılanır. Ama çocuklar endişeli olduğu zaman ailelerin endişeleri daha da artar. Endişeli olan çocuklar aileleri endişelendiğinde daha da endişelenirler. Bu kısır döndü sürer gider. Çocuklar endişeli olduğu zaman aileler neler yapmalı daha önemlisi neler yapmamalı, nasıl davranmalı? Belki de daha önemlisi çocuğun endişesini arttırmamak için neler yapmamalı?
Aileler çocuklarını hoş olmayan duygulardan korumaya çalışırlar. Çocukların kaygılarını, endişelerini, korkularını, evhamlarını engellemeye onları korumaya çalışırlar. Ama bu her zaman işe yaramadığı gibi bazen tam ters etki de yaratabilir. Endişe huzursuzluk demektir. Endişe, kaygı aileler tarafından kolay fark edilen bir duygu değildir. Büyük çocuklar bu duygularını bazen dile getirip, doğru olarak tanımlayarak aktarabilirler. Ama özellikle küçük çocuklar bu duygularını çok iyi anlatamazlar. Onlar anlatamadığı için de aileler çocuğun hissettiklerini anlamakta güçlük çeker.
YAPILMASI GEREKENLER VE YAPILAN YANLIŞLAR
Öncelikle çocuğu endişelendiriyor diye onları yapmaktan ya da çocuğu sürekli korumaktan vaz geçmek gerekir. Çocukları endişelendikleri, korktukları şeylerden uzak tutmak bir süre işe yarayabilir. Ama sonrasında endişelerini daha da arttırır. Çocuğu endişelendiren şeyler aile tarafından kaldırıldıkça çocuğun endişesi geçmez. Bu nedenle doğru olan çocuğun kaçınmasına destek olmak değil, onun endişesini yönetmesini sağlamaktır. Çocuklar endişelendikleri, korktukları zaman onunla baş etmeyi öğrenmelidir. Aile onunla duygusunu paylaşıp, işlevsellliğini sürdürmesini sağladıkça endişeler zamanla azalacak ya da kaybolacaktır.
Yapılan bir başka yanlış, çocuklara endişelendikleri konularda gerçekçi olmayan, cesaretlendireceği düşünülen sözler söylenmesidir. Kaygılandığı sınavı, yarışmayı mutlaka başaracağını söylemek, korktuğu bir aktiviteyi yapacağı zaman sonucun mutlaka iyi olacağına ilişkin konuşmak endişesini azaltmak yerine arttırr. Yapılması gereken endişesini anladığınızı, ancak endişesine rağmen iyi olacağını, zamanla endişesinin azalacağını, elinden geleni yapmasının gerekli olduğu ifade etmektir. Böylece çocuk ondan başaramayacağı şeyler beklemeyeceğiniz konusunda da güven duyar.
Endişelerini küçümsemek, yok saymak yapılmaması gereken şeylerdendir. Dişi çekileceği için, ilk kez bir şeyi deneyeceği için endişelenen çocuğa “bunda endişelenecek bir şey yok, ne var sanki” gibi şeyler söylenmemelidir. Ama aynı zamanda çocuğun endişesini de desteklememek gerekir. Doğru olan çocuğa onu anladığınızı ve duygusuna saygı gösterdiğinizi fark ettirmektir. “Endişelendiğinin farkındayım, bu seni rahatsız ediyor ama ben buradayım, yanındayım ve senin bununla başetmen için yardımcı olacağım” mesajı vermek yeterlidir.
Kaç yaşında olursanız olun endişelendiğiniz durumdan önceki bekleme süresi endişenizin en çok arttığı zamandır. Çocuğun endişelendiği bir duruma ilişkin çok önceden konuşmaya başlamak süreyi ve endişeyi arttıracağından yapılmamalıdır. Bu bekleme ve konuşma süresini mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır.
Benzer şekilde endişeli çocuğa öncesinde endişesine ilişkin sorular sorulmamalıdır. Sınav için endişelenebilecek olan çocuğa sorulacak olan “sınav için endişeleniyor musun? Sorusu onun endişesini besler. Onun yerine “sınav hakkında ne hissediyorsun?” gibi yargısız, açık uçlu sorular sorulabilir.
Çocukların endişelerini, korkularını pekiştirmemek gerekir. Daha önce endişelendiği bir durum tekrarlayacağı zaman yeniden aynı şeylerin yaşanacağına ilişkin sizin endişeniz beden dilinize, ses tonunuza yansır. Örneğin bir önceki sahne deneyimi sırasında çocuğun midesi bulanmışsa yeniden bulanacağı endişesi taşıdığınızdan bunu çocuğa yansıtabilirsiniz. Burada yapılacak doğru davranış kendi endişelerinizle baş etmek ve endişelerinizin çocuğu etkilemesine müsaade etmemektir.
Çocukla endişelendiği durumda yapacakları hakkında konuşmak, onun endişe ile baş etmesine yardımcı olur. Örneğin annesinden ayrılma endişesi olan bir çocuk annesi onu okuldan almaya gelmezse endişesi taşıyorsa ona “gelirim tabi” demek yerine “beni göremezsen ne yapman gerekir. Örneğin öğretmenime söyleyebilirsin, öğretmen ne yapar, beni arar ve senin yanında olur gibi seçenekleri konuşmak çocuğu endişeye karşı hazırlayacaktır.
Kendi endişelerinizle baş edemediğinizi çocuğa göstermek, çocuğa endişelerini yansıtmak onun endişesini arttırır. Ailelerin hiç endişelenmemesi mümkün değil ama bunu çok dile getirmek ve çocuğa yansıtmak ona yanlış model olmaktır.
Endişeli olan çocukların endişeleri ile baş edebilmelerine yardımcı olmak için yapılması gereken önemli şeylerden biri de, çocukları endişelere tahammül etmeleri için teşvik edilmeleridir. Endişelerle mücadele etmenin en iyi yolu endişeye rağmen hoşlanılan şeyleri yapmaktır. Bunu sağlamak için yapılması gereken onları iteklemek değil, teşvik etmektir. Çünkü endişe yaratan durumlarla yüzleştikçe zamanla endişeleri azalacaktır.

Facebooktwitterlinkedinmail

Bir yorum ekleyin

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.