Hemen herkes ebeveynlik serüvenine başlarken çocuk yetiştirme konusunda kendi anne babası gibi olmayacağını söyler. Sevgilerinden hoşnut olsak bile, ailelerimizin bizi yetiştirirken yaptığı yanlışları, eksiklikleri kendi çocuklarımıza yapmayacağımızı düşünüyoruz. Oysa zamanı geldiğinde, çoğu kez kendimizi tıpkı anne-babamız gibi konuşurken buluyoruz. Özellikle cinsellik söz konusu olduğunda, ailelerimizin yaptıklarını yapmak, ya da konuşmadıklarını konuşamamak sorunların devam etmesine neden oluyor.
Bugünün anne-babalarının çoğu, cinselliği konuşmanın tabu olduğu, hatta arkadaşlar arasında bile kulaktan kulağa aktarımların ayıplandığı bir dönemde yetiştiler. Televizyon Türkiye’de ya henüz yoktu ya da çok yeniydi. Gazete ve dergilerin sayısı azdı. Olan yayınlar ise bu kadar çok cinselliğe yönelik yayın yapmıyorlardı. Dolayısıyla bugünkü ile kıyaslanamayacak kadar düşük bir medya etkisi altındaydılar. Üstüne üstlük birçoğu, anne-babalarının kendi aralarında bile cinselliği konuşmadığı, bilmediği ebeveynler tarafından büyütülmüştü. Bu nedenle cinsellikle ilgili sorulan sorular dahi farklıydı.
Yıl 2008… Büyükler hiç öyle bir şey yokmuş gibi davransa da, cinsel içerikli yayınlar çocuklar için yaş sınırı koyularak yayınlansa da, tüm gün reklamlarda, kliplerde ve neredeyse çizgi filmlerde, çocuklar cinselliğin kullanıldığı görüntülerle sık sık karşılaşmaktadırlar. Bazı alanlarda cinsel içerikli görüntüler, resimler sakınılmadan yer almaktadır. Çoğu ailenin kullanmayı bile beceremediği bilgisayar, onunla birlikte internet çocuğa anne-babadan daha hızla ulaşabilmektedir. Temel cinsel bilgileri bile almamış, dünyaya nasıl geldiğine ilişkin soruları düzgün yanıtlanamamış çocuk, bu ulaştığı sınırsız ve uygunsuz bilgi ile büyümektedir. Belki daha da kötüsü ne yanıt vereceğini bilmeyen aile tarafından kızılmış, utandırılmış, korkutulmuş çocuk öğrendiği bilgilerle ikilemde kalmaktadır. Bilgi sahibi olan anne-babalar ise kendi utançlarını yenip, artık bu konuda çocuklarıyla konuşmak gerektiğini düşündüklerinde, çocuklar anne-babaların sandıklarından çok daha fazla bilgi sahibi olmaktadır. Asıl büyük zorluk çoğunlukla bu anda başlar; çünkü kulaktan dolma, arkadaşlardan fısıldanan, oradan buradan edinilen bilgiler birçok zaman yanlış, olması gerekenden fazla ve dolayısıyla çocuğun yaş grubu için çoğu zaman sorun yaratabilecek düzeydedir.
Sonuç olarak, artık cinselliğin evlerde konuşulması gerektiğini düşündük. Kurallar çerçevesinde, gelişime ve değerlere uygun bilgilerin verilmesine katkı olabilsin diye yola çıktık. Aileler için bebeklikten erişkinliğe cinsel gelişimi, olabilecek sorunları ve sorulabilecek soruların yanıtlarını yazmak gerekiyordu. Bir Eylül 2008’den itibaren “Çocuklarımızla Cinsellik Hakkında Nasıl Konuşalım” isimli kitabımı kitapçılarda bulabilirsiniz. (Alfa Yayınları) Şimdi çocuklarımıza doğru ve sağlıklı cinsel bilgi verme zamanı. Onlarla cinselliği nasıl konuşacağımızı birlikte öğrenme zamanı…