Utanma duygusu; gurur, mahcubiyet, suçluluk gibi duygularla birlikte sosyal duygular olarak tanımlanır ve sosyal davranışlarımızı düzenler. Mutluluk, korku, kızgınlık (öfke), şaşırma, tiksinme ve üzüntü gibi temel duygular ırka ve kültüre göre farklılık göstermezken, sosyal duygular kültürler arası farklılıklar gösterir. Sosyal davranışlarımızı düzenlemek için bu duygular önemlidir. Ama aynı zamanda bu duygular, birçok psikiyatrik belirtinin altında yatan neden olabilirler. Bu nedenle utanma duygusu bizi sosyal olarak kabul edilen biri yapabileceği gibi, başarabileceklerimizi engelleyen, başarılarımıza gölge düşüren bir duygu haline de gelebilir. Genellikle başkaları tarafından fark edilen, gözlenen davranışlar utanma duygusunu çok hızla ortaya çıkarır. Yapılan davranışın sosyal olarak kabul görmediğini fark ettiğiniz anda ilk tepki “Aslında bunu yapmak istememiştim.” olur ve oradan kaçma duygusu yaratır. Utanma duygusu o kadar büyük baskı yaratır ki, sonraki düşünceler genel olarak “utancımdan öldüm” ya da “yer yarılsaydı da içine girseydim” diye özetlenebilir. Aynı nedenlerle utanılan olaylara ilişkin anılar derinlere gömülmeye, hatırlanmamaya çalışılır. Çünkü her aklınıza geldiğinde ya da birisi hatırlattığı zaman aynı utanma duygusu, olay yeniymiş gibi tekrar yaşanır.
Hiç utanma duygusu olmayan insanlar “yüzsüz, utanmaz” gibi kelimelerle tanımlanır. Toplum utanma duygusu olmayanlara kızar, dışlar. Buna karşın yapılan davranış ne olursa olsun, utanma belirtisi gösterenler için toplum daha kabullenicidir. Çünkü utanma duygusu olanı daha az zararlı, daha güvenilir bulur. Yapılan çalışmalar; insanların tanıdıkları kişilerin, kendi sosyal çevrelerinin olduğu yerlerde daha çok utandıklarını, buna karşın tanımadıkları ya da daha alt düzeyde gördükleri kişilerin olduğu ortamlarda yaptıkları yanlışları daha az önemsediklerini ve utandıklarını göstermektedir. Sosyal çevremizde bize karşı geliştirilen yargılar, ötekilerin yargılarından daha önemli bulunmaktadır. Yaşanan grup içinde utanç duygusunun daha çok hissedilmesi ve daha uzun sürmesi bu nedenledir.
Utanma duygusu dile gelmese de, davranışlarla kendini gösterir. Hafif kızaran bir yüz, mahçup eğilen bir baş ve kaçırılan gözler, hızlanan kalp atışı utanmanın belirtisi olarak ortaya çıkar. Tüm duygularda olduğu gibi utanma duygusunun da, beynin belli bölgelerinde oluşan aktivitelerin bir sonucu olduğu araştırmalarla gösterilmiştir. Eğer utanma duygunuz olmadığını düşünüyorsanız beyninizin sağ yarı küresinde bulunan, anteriorcingulatecortex adı verilen bölgeniz diğer insanlardan küçük olabilir.
AŞIRI UTANMA SORUN DEMEKTİR
Utanma duygusu sosyal bir duygu olduğu için temelinde diğer insanların sizin davranışınızı nasıl değerlendireceği, yargılayacağı ve sizin hakkınızda ne düşünecekleri endişesi vardır. Yapılanın ardından, başkalarının düşündüklerini sandığınız her şey utancınızı arttırır. Oysa yine çalışmalar, diğerlerinin sizin düşündüğünüz kadar yargılayıcı olmadığını göstermektedir. Utanma duygusunun derecesi sizin diğerleri tarafından acımasızca yargılandığınız temeline oturduğu zaman, birçok şeyi yapmaktan vazgeçebilir, yaptığınız şeyleri saklayabilir hatta utandığınız şeyler bedeninize ya da kişiliğinize ilişkin şeylerse kendinizden bile vazgeçebilirsiniz. O zaman utanma, sizin sosyal olarak kabul görmenizi sağlayan bir duygu olmaktan çıkacak ve hem sizi hem de başarılarınızı gölgeleyen bir sorun haline gelecektir. Kimi zaman aşırı utanma duygusu, elde edebileceklerinizin önünde bir engel olacaktır. Gidemediğiniz toplantı, konuşamadığınız patron ya da sevgili sonrasında daha farklı olumusuz duyguları ve sorunları size taşıyacaktır. Bedeninizi göstermekten kaçındığınız için gidemediğiniz doktor muayenesi, hastalığınızın gözden kaçmasına ya da almaya utandığınız prezervatif, ölümcül bir hasta olmanıza neden olabilir.
Yaşamı felç eden utanma duygusu ile baş edebilmenin temelinde kendini iyi tanıma, değer verme ve kabullenme yatar. Başkalarının sizi değerlendirirken, sizin kendinizi yargıladığınız kadar acımasız yargılamadığı gerçeğini de unutmamak gerekir. Kimsenin utanma nedeniyle toplumdan kopmasına, çalışamaz hale gelmesine ya da bazı kültürlerde olduğu gibi kendini gerçekten öldürmesine gerek yoktur. Ama bazen utanmak gerekir. Utanmak gerekir ki kendimizi kontrol edebilelim, hatalarımızı azaltabilelim ve yaşadığımız toplumun ilişkileri daha sağlıklı olabilsin. Kimsenin utanmadığı bir toplumun bireyi olmak, insanlar için en utanç duyulacak şey olmalıdır.