ANNE OLMA YAŞI ÖNEMLİDİR

Evlilik başka ortamlarda yetişen ve farklı özellikleri olan iki kişinin oluşturduğu önemli bir kurumdur. Bu kurumun ne kadar sağlıklı temellere oturduğu o kişiler kadar, geniş ailelerini ve dünyaya getirdikleri çocukların yaşamını etkiler. Bu etki aynı zamanda toplumu da kapsar.

Evlilik yaşı ile birlikte anne olma yaşı da önem kazanmaktadır. Evlilik kurumunun getirdiği yükümlülükleri karşılayabilecek olgunluğun yanı sıra, anne olmak ve bebeğe bakım vermek için de hem bedensel gelişim, hem de sosyal ve psikolojik gelişim önemlidir.

Anne olabilmek fizyolojik olarak üreme yetisi kazanma ve kaybetme arasında olan yaşam süresince mümkündür. Ama bu, insanın her yaşta anne olmasının sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Erken evliliklerin ve genç annelerin oranları ekonomik, toplumsal ve kültürel faktörlerin etkileşimi ile değişmektedir. Diğer yandan bilimsel gelişmeler, eskiden yaklaşık 45 yaşlarında bittiği düşünülen kadın doğurganlığını sürdürmeyi başardı. Ancak erken yaşta evliliğin ve anne olmanın da, geç yaşta anne olmanın da getirdiği bir çok sorun vardır.

ÇOCUK ANNE OLMAK

Erken yaşta evliliğin, evlenen kişinin kimlik gelişiminden akran ilişkisine uzanan olumsuz sonuçları kesindir. Ayrıca eğitimden yoksun kalma, istismara uğrama, ruhsal sorunlarda artış erken ve çocuk yaşta yapılan evliliklerin kadınlara verdiği önemli zararlardır. Bu sürece bir de anne olma eklendiğinde sorunlar hem anneyi hem de bebeği kapsayacak şekilde artar. Çocuk yaşta (18 yaş altı) anne olmanın sonuçları: Bebek ölüm ve hastalık oranlarında artış, sağlıklı ebeveynlik yapma sorunları, annelerde depresyon, madde kullanımı ve intiharlarda artış, ebeveyn-çocuk ilişkisinde bozukluk, çocuğa karşı daha çok şiddet, ihmal ve istismar şeklinde özetlenebilir. Kısaca kendi büyümeden, eğitim, meslek ve gelişim dönemlerini tamamlamadan anne olanları, sorunlu hamilelik ve yüksek ölüm oranlarından kurtulsalar da, kötü ve sorunlu bir ebeveynlik, anne-çocuk ilişkisi beklemektedir.

YAŞLI ANNELER

Küçük bir bebek doğduğu andan itibaren ilgi ve dayanıklılık ister. Gece uyanmaları, beslemeler, uykusuzluk sağlık gerektirir. Ayaklanmaya başladığı andan itibaren peşinde koşturan birileri olmalıdır. Bu arada onunla oyunlar oynamak, yerlerde sürünmek, koşmak gerekir. Bunları yapabilmek ise daha genç, dinç bir beden, daha fazla tahammül demektir. Bunlar olmadan çocuk büyütülemez mi? Olabilir, ya çok disiplinli, koşmayan, ağlamayan, isteklerini büyükler gibi dile getiren, oynamayan, düşmeyen bir çocuk olması sağlanır ki, ruhsal açıdan sağlıklı bir çocuk olmayacağını bilmek için uzman olmak gerekmez. Ya da çocuğa ilişkin bu tür işlemlerin hepsini bir başkası yapar, çocuk oluşturması gereken bağı onunla oluşturur, onu özdeşim modeli olarak alır ama o kişi anne-babası olmaz. Anne ile çocuk arasındaki yaş farkı 45-50ʼlerin üstüne çıkınca tüm bunların dışında kuşak farklılığı, yaşama bakış farklılığı ve çocuğun anneyi daha erken kaybetme riski ile bu riskin farkında olan ebeveynlerin yanlış tututumları, bozulmuş ilişkiler gündeme gelir.

Doğru anne olma yaşı kesinlikle çocukluk ya da yaşlılık dönemi değildir. Çocuk yaşta evliliklere, hem evlendirilen çocuklar hem dünyaya gelecek çocuklar için karşı olmak gerekir. Diğer yandan bilimsel gelişmeler olanak sağlasa da, ileri yaşlarda anne olmanın getireceği sorunları unutmamak gerekir. Her çocuğun kendi gelişimini tamamlamış, paylaşacağı şeyler olan, sağlıklı ilişki kurabileceği bir anneye sahip olma hakkı vardır. Çocuk hakları her şeyden önce gelir.

 

Facebooktwitterlinkedinmail