Kardeşler arasında olan sorunların kaynağında, çocuk sayısı, çocukların yaşları, cinsiyetleri, kişilik özellikleri önemlidir. Ancak en önemli etken, ailenin tutumlarıdır. Çocukların yaşlarına göre bekledikleri ilgi çeşidi ve miktarı farklıdır. Ergenlikte kardeş ilişkisi ve kardeş çatışması, kardeşin yaşı ile bağlantılıdır. Ergenin kardeş ile arasındaki yaş farkı azsa çatışma ve rekabet daha fazla olacaktır. Özellikle iki kardeş arasındaki cinsiyet farkı ilişki boyutunu etkiler.
Ergenlik döneminde sahip olunan küçük kardeş, dönemin neresinde olunduğuyla bağlantılı etki yapar. Ergenlik döneminin başında, kendi değişimlerine uyum sağlamaya çalışan ve ailesinin desteğine gerek duyan ergen, küçük kardeşe ayrılan zamanı kıskanabilir. Orta ergenlik döneminde ise aile ile olan çatışmaları kardeş bakımı, kardeşe ilgi ve kardeşin ergenin özel alanlarına girmesi gibi sorunlarla artabilir. Genellikle ergenliğin son dönemlerinde, küçük kardeşler sorun olmaktan çıkar. Hatta küçük kardeş için, özellikle aynı cinstense ergen iyi bir özdeşim modeli olabilir. Ama sorunlar varsa, aile büyük çocuğu kötü örnek ve sorun kaynağı olmakla suçlar. Özellikle tartışmalarda ailenin her zaman küçük olanın tarafını tutması sorunları arttırır. Zorla ağabey ya da ablalık yapmalarını istemek, gereksinim karşılarken “sen büyüdün” gibi sözlerle isteklerini ikinci plana atmak, ailenin yapabileceği hatalardır.
En çok çatışma yaşları birbirine yakın olan ergenler arasında çıkar. Aslında uygun aile tutumları ile çok iyi arkadaş olabilirler. Hatta zaman zaman birleşerek ebeveynlere karşı birlik olurlar. Ama aralarındaki rekabet sorunlar çıkarır. Bu hem başarı, hem ailenin ilgisini çekebilmek ve övgü alabilmek içindir. Aile bu rekabeti körüklerse ciddi tartışmalar olur.
Ergenlikte ortaya çıkan ya da artan başka bir kardeş sorunu da erkek çocukla, ergen kız çocuk arasındaki ilişkidir. Kız ergenler kardeşlerinin yaşamlarına müdahale etmesinden yakınırlar. Erkek çocuğun, ailenin seçilmiş çocuğu olduğu durumlarda kıskançlık ve sıkıntı artar. Ailenin yapısına ve yaşanılan topluma göre değişen oranlara da, erkek kardeş kız ergenin arkadaşlarına, kıyafetlerine karışmaya başlar. Özellikle ağabeyler hem ailenin ve kültürel yapının verdiğini düşündüğü yetki ile hem de koruma içgüdüsü ile bu durumu sürdürmeye çalışır. Bu tutum aile tarafından desteklenirse, kardeşler arasındaki sorun çözümsüz hale gelir.
AİLE TUTUMLARI:
Her çocuğun farklı gereksinimi, her ailenin de çocuklarından farklı beklentileri vardır. Bu beklentiye uymayan çocuk için aile ilişkileri zor olacaktır. Hele de diğer çocuk ya da çocuklar bu beklentileri karşılıyorsa, zorluk artacaktır. Kendini aile içinde dışlanmış hissedecektir. Oysa herkes başarılı olmak ister. Önemli olan çocukların her birine başarılı olduğu hissini verebilmektir. Çocukları kıyaslamak yapılabilecek en büyük hatadır. Aile, niçin hep aynı çocuğun aynı tutumu sürdürdüğünü anlamaya çalışmalıdır. Çocukların her birini ayrı değerlendirmek, haksızlığı engelleyici olacaktır. Oysa aileler, bir çocuğun başarısını ya da olumlu yönlerini diğerine sıklıkla belirtir. Bu bazen örnek olsun gibi bilinçli yapılırken, bazen de tamamen bilinçsiz ve amaçsızdır. Ama bu konuşmalar aynı zamanda diğerinin başarısızlığını ve olumsuzluğunu vurgulamaktır. Bu diğer çocukları olumsuz etkiler. Kardeşe karşı aşırı tepki duymalarına neden olur. Diğer yandan ebeveynin aşırı desteklediği çocuk için de, gelişim ve ilişkiler açısından sorun yaratır.