‘‘BUGÜNÜN GENÇLERİ, LÜKS VE GÖSTERİŞ DÜŞKÜNÜ,SAYGISIZ,BAŞKALDIRAN,GEVEZE VE OBUR YARATIKLARDIR’’
SOKRATES (M.Ö 400)
Sokrates’in bu sözü, gençlerden şikâyet etmeye milattan önce başlandığını ve aynı tarz şikâyetlerin hiç değişmeden sürdüğünü gösteriyor. Her dönem, bir önceki kuşak gençlere ilişkin hemen her şeyden şikâyet etse de; en çok ukala, her şeyi bildiklerini sanan, kendi tecrübelerine saygı göstermeyen bir nesil olma yakınması başı çekmektedir. Gençliğin ataklığı, deneme ve başarma isteği, kendinde hissettiği güç tartışılmaz. Ama gerçekten ergenler kendilerine bu denli güvenli midir? Yapacaklarına, başaracaklarına güven duyarlar mı? Yoksa bu erişkinlerin bir yanılgısı mıdır?
Ergenler her şeyi bilir, güvenli görünmeye çalışırlar. Hatta bu durum ukalalık etmeye kadar varabilir. Bunun nedeni aslında çevreyi olduklarından daha fazla kendilerinden emin olduklarına ikna etmeye çalışmaktır. Kendine güven ergen için çok önemlidir. Kendine güveni olan ergen daha başarılı, daha çok arkadaşı olan, kendi yaşamını daha iyi kontrol edebilen ergendir. Kendine güveni olmadığı zaman ise, uyumsuz, sorunlu olur. Onlara güvendiklerini gösteren, sorumluluk veren ve başarılarıyla övünen aileler, kendilerine güvenlerini arttırır. Ergenler başkalarının onları nasıl değerlendirdiğini çok önemserler. Ama daha önemlisi, başkalarının onu nasıl gördüğüne ilişkin kendi algıları, düşünceleridir. Karşılarındaki kişinin tutumundan, kendilerine ilişkin algısını anlamaya çalışırlar. Ailenin, okulun ve arkadaşların tutumları kendine güveni sağlamada önem kazanır.
SİZ BANA GÜVENİN; BEN KENDİME GÜVENEYİM!
Ergenin kendine olan güvenini arttırmak için ailenin yapabileceği şeyler vardır. Bunun için çocuklarının başarıları ile övünmeleri, onlarla ilgilendiklerini, oldukları gibi değer verdiklerini ve sevdiklerini göstermeleri gerekir. Ayrıca her davranışlarını eleştirmemeleri, rahatsız oldukları lakaplar takmamaları, bunlardan olumsuz etkileneceklerini bilmelidirler. Ergenlerin başarılı olabilecekleri alanları bulmakta ailelerinin yardımına ihtiyacı vardır. Onların tercihlerine güvenip, mümkünse desteklemek gerekir. Kendi düşüncelerini savunmalarını teşvik ederken, hoşlanmadığınız davranışları açık açık söyleyebilirsiniz. Eleştiriler kırıcı ve yıkıcı olmamalıdır.
Özgüven sorunu olan utangaç ergenleri topluluk önünde olmaya zorlamak, dikkatleri onun üstüne çekmek ters etki yapar. Benzer şekilde o yapamıyor diye, ona sosyal çevre ve arkadaş ayarlamaya çalışmak da yanlıştır. Aileler özellikle ergen çocuklarını, kendi arkadaşlarının ergen çocukları ile arkadaşlık yapmaya zorlar. Tanımadıkları bir ergenle, zorunlu tanışma, yemek gibi sosyal bir faaliyete katılmak ergeni rahatsız eder. Onun utangaçlığını ve güvensizliğini yenme yolu, sosyal becerilerini geliştirmesine ve kendinin arkadaş bulmasına destek olmak olduğunu unutmayın.
Kendine güvensiz ve utangaç bir ergen kendi dışında hiç kimsenin böyle bir şey yaşamadığını düşünür. Oysa en sosyal olan ergen bile bu duyguyu taşır. Sorun bu duygunun yoğunluğundadır. Karşısındaki kişinin de benzer şeyler hissedebildiğini düşünmek onu rahatlatacaktır. En azından özgüvenini kazanana, utangaçlığını yenene değin öyle değilmiş gibi davranmayı öğrenebilir. Bunu abartmadan ve zarar görmeden nasıl yapacağı konusunda ergene yardımcı olunabilir. Lüks ve gösteriş düşkünü, saygısız, geveze, obur yaratıklar olmalarını istemiyoruz. Ama gençliğin kendine güvenen, geleceğini yapılandırabilen ve gerektiğinde başkaldırabilen bir kişi olması herkes için umut verici olmalıdır.