MEDYADAKİ SEKS REÇETELERİ

Uzun süredir kimi kez başlıkları dikkatimi çeken, ama doğrusu altta yazanları pek de okumadığım yazılar hızla gazete ve dergilerde artıyor. Son zamanlarda başvuranların ve elektronik posta gönderenlerin aktardıkları, sordukları nedeniyle bu yazıların hepsini okumaya başladım. Genellikle bu yazılar; “seks yaşamınızı nasıl renklendirirsiniz?”, “eşinizle nasıl mutlu seks yapabilirsiniz”, “yatakta başarının sırları”, “nasıl daha seksi olabilirsiniz?” gibi başlıklar taşıyor. Altlarında ise birkaç cümleden sonra 5-10 maddelik kesinlikle yapılması gereken davranışlar reçete şeklinde veriyor.

Başvuranların paniklerinin nedenini bu reçeteleri okuduktan sonra anladım.Çünkü insanı umutsuzluğa, kendini becereksiz hissetmeye, en kötüsü de sorunlu hissetmeye yöneltiyorlar. “Ben galiba eşcinselim ya da cinsel fonksiyon bozukluğum var” diye gelen gencecik insanların,bu düşüncelere, okudukları reçeteleri yapmaya çalışmalarına karşın başarısız olmalarından sonra kapıldıklarını söylemeleri şaşırtıcı olmasa gerek.

Bende ne sorun var
Yirmi iki yaşındaki delikanlı depresyonda olduğunu söylüyordu. Neden olarakta seks isteği olmadığını, bununla baş edemememesiydi.Konuyu biraz açınca gazetelerden, dergilerden bilgi edindiğini, izlediği filmlerde de gördüğünü ve bir erkeğin herzaman seks istemesi, buna hazır olması gerektiğini anladığını belirtti. Oysa kendisi öyle değildi. Ne sokakta kadın gördüğünde böyle bir şey hissediyordu, ne de kızlarla konuşurken her seferinde aklına seks geliyordu. Ona seksin böyle olmadığını, duygusal boyutu olduğu, her an bu isteği duymanın normal olmadığını, öyle olsa insanların sokak da yürümekte bile zorluk çekeceğini anlatmak ve ikna etmek zaman aldı.

Genç kadın uzun süredir birlikte olduğu arkadaşından ayrılmak istiyordu. İyi anlaşıyorlardı, ortak zevkleri vardı, ortak planları vardı ama artık ayrılmak istiyordu. Çünkü seksde iyi değillerdi.Evet, ilişkilerin cinsellik boyutu çok önemliydi. Bu yüzden ayrılma nedeni olabilirdi. Peki hep mi böyleydiler? Hayır aslında yakın zamana kadar herşeyin yolunda olduğunu sanıyordu. Sonra okudukları, gördükleri aklını karıştırmıştı. Onların arasındaki seks hiç bunlara benzemiyordu. O kadar ihtiraslı, “ayaklarını yerden kesen” birşey değildi. Bunun bir nedeni arkadaşının onu yeterince sevmemesi ve arzulamamsı olabileceği gibi, kendi de olabilirdi. Öyle ya ne filmlerde, basında gösterilen kadınlara benziyordu, ne onlar kadar seksiydi. Önerilen reçetelere uymaya çalışmıştı ama arkadaşı yaptıklarından bir kısmını garip bulmuş, eskisi gibi mutlu olduğunu belirtmişti. Mutlaka yalan söylüyordu, çünkü öğrendikleri aralarındaki sekste problem olduğunu gösteriyordu. Hatta geçen gün gazetede verilen bir testi uygulamış ve testin sonucunda da ilişkisinin iyi gitmediğini saptamıştı. Reçeteler de işe yaramamıştı. O zaman ayrılması gerekiyordu.

Cinsel eğitim verilmeyen, cinsellikle ilgili konuşmaların, soruların ayıp olduğu düşüncesi ile büyümüş, doğru dürüst kendi bedenlerini bile tanımayan insanlara biçimsel olarak tarifler vermek sorunu çözmek bir yana, yeni sorunlar yaratmaktadır. Bir yandan en basit cinsel bilgilerin bile genellikle bilinmediği, kızlık zarının, penis boyunun en önemli cinsel dertler olduğu düşünülen bir toplumda seks reçetesi ne olmalıdır? Sorusu önemlidir. Zaten gittikçe küçülen yaşlardaki cinsel objeler olarak sunulan çocuklar, yaygınlaşan ve kolay ulaşılabilen pornografik yayınlar, kusursuz kadın ve erkek bedenlerinin seksi olduğuna ilişkin oluşturulan inançlar yeterince akıl karıştırıcı olmaktadır. Seksin ne olduğu konusunda bile karışık olan kafalar, daha iyi ve eşini sonsuz mutluluğa kavuşturacak reçeteleri uygulama çabasıyla uğraşmakta, sonuç umdukları gibi olmayınca da mutsuz ve umutsuz olmaktadırlar. Oysa bu reçetelerin dayandıkları temel, seksin herşey olduğu ve seks iyi olduğunda her sorunun çözüleceğidir. Evet, gerçekten seks yaşamın önemli bir parçasıdır ve sağlıklı, doğru bir cinsel yaşam gereklidir. Ama unutulmaması gereken her sorun için yazılan reçete kişiye özeldir.Birine iyi gelen, bir başkası için zarar verici olabilir. Hele de tek reçetenin, değerlendirmeden yazılan ve kullanan herkese iyi geleceğini düşünmenin ne kadar anlamlı olduğuna siz karar verin.

Facebooktwitterlinkedinmail