RÜYALARI ÇALMAK

Çok konuşulan filmin gösteriminin bitmesini bekledim. Başlangıç (İnception) isimli filmden bahsediyorum. O kadar çok şey söylendi, anlatıldı ve mutlaka izlenmesi gerektiği belirtildi ki uzun süre gitmekten korktum. Çünkü farklı kişilerin bu denli övgü yağdırması sonrasında, genellikle filmler bende hayal kırıklığı yaratıyor. Aşırı beklenti ile gidince, filmi beğenmek zorlaşıyor.

Ama benim asıl bahsetmek istediğim film değil. Filme ilişkin bir tek şey söyleyeceğim; bir ara kucağımda, filmi hızlı ileri almak için uzaktan kumanda aletini ararken buldum kendimi. Bir bilim kurgu filmi. Tüm bilim kurgu filmleri gibi düş dünyası sınırsız biri tarafından yazılmış, rüyaların çalınmasından ve insanın bilinçaltının kontrol edilebilirliğinden bahseden bir rüya hırsızlığı öyküsü. Sonu da sizlerin düş gücünüze bırakılmış. Nasıl düşlerseniz öyle bittiğini varsayabilirsiniz. Düş gücünü kullanmayanlar ise çıkışta ve sonrasında birbirlerine soruyordu: “Ben sonunu anlamadım, ne oldu?” Rüya (düş) görmek uyurken yaşanır. Oysa düş kurmak, hayal etmek, fanteziler oluşturmak uyanıkken gerçekleşir. Rüya gördüğümüzde, hele bir de güzel şeyler görmüşsek sabah mutlu uyanırız. Ama yaşantımızı rüya yorumlarına göre düzenlemeye başlarsak, en güzel rüyalar bile kâbusa dönüşür. Gerçek yaşamın baskısından kurtulmak istediğimizde, bilincimizde oluşturduğumuz bu değişikliklerle düş kurmak bizi mutlu eder. Ancak gerçeklerden kopar ve düş dünyasında yaşamaya başlarsak sorun var demektir. Fazla hayal dünyasına dalanlara pek de iyi gözle bakılmaz. Yine de hangimiz sıkıcı bir toplantının ortasındayken, deniz kenarında arkadaşlarımızla eğlendiğimizi düşünmek istemez. İstemediğimiz bir yerdeyken ya da hoşlanmadığımız bir işi yaparken, kuracağınız hayallerle oradan uzaklaşabilirsiniz. Bu uzaklaşma size nefes alma zamanı tanıyabilir. Önemli olan zamanında geri dönüp, işinizi tamamlayabilmektir. Eğer daldığınız rüya size güç kattıysa sorun yoktur. Ama bir türlü geri dönemiyorsanız, gerçekten rüyadasınız demektir. Her şeyi size ait olan, sizin yarattığınız ve sizin oynadığınız bir düş dünyasında…

Rüyalar gelecek mi?
Büyükler rüyalarınızı tabir ederken hep geleceğe yönelik yorum yaparlar. Çocukluğumdan hatırladığım yorumlar var. “At murattır.”, “Çok sıkılacaksın.” Oysa rüyalar geçmişin bir çeşit hesaplaşması, yansımasıdır. Yaşadıklarınızın, uyanıkken bastırdıklarınızın bilinç düzeyine çıkmasıdır.
Oysa düş kurmak, başarının ilk adımı olabilir. Yaratmak için fanteziye, hayal dünyasına ve düş kurmaya gerek vardır. Bunlara sahip olamayan birinin rol yapmasını ve başarılı bir aktör olmasını bekleyebilir misiniz? Romanlar çoğunlukla gerçekleri yansıtmaz. Bir romanı kurgulayabilmeniz için bilişsel ve yaratıcı becerileriniz olmalıdır. Yani düş kurabilmeniz gerekir. Birileri hayal edemeseydi hangi mucizevi icat bugünümüzü kolaylaştırırdı? Telefon edebilmek, televizyon seyredebilmek, bir makinede çamaşırları yıkayabilmek ve hatta uzaya yolculuk edebilmek… İşte bu anda gerçekle yüz yüze gelme zamanıdır. Çünkü sadece hayal etmek ve düş kurmak yaratmak için yeterli değildir. Hayal ettikten, düşledikten sonra gerçek dünyaya dönüp, çalışmak gerek. Emek harcanarak, üretilemeyen düşler, düş olarak kalmaya mahkûmdur. Ve gerçeğe dönüştüremediğiniz düşleriniz sadece sizi dünyadan kopuk ve başarısız olma yoluna götürür. Yani bazen yaşamdan uzaklaştıran düşler, bazen sizin yaşama tutunma yolunuz olabilir.

Rüyalar bizim, yeter ki düşlerimizi koruyalım!
Hepimizin düşleri vardır. Düşlerimiz kişiliğimizden bağımsız olamaz çoğu kez. Kaygılıysak düşlerimiz de kaygılıdır. Yaşam amacımız başarıysa, düşlerimiz elde edilemez başarılar getirir ve o başarılarla birlikte başarısızlık korkusunu, endişesini. Kimimiz düş kurucuyuzdur. Tüm yaşamımızı önce düşlerde yaratırız. Düşler bize sadece mutluluk getirir, diğerlerini düş dünyamıza asla sokmayız. Bir anlamda, rüyalar geçmişimizi ve bugünü, düşler geleceğimizi oluşturur. Film bir bilim kurgu demiştik. Yani henüz rüya hırsızları yok. Ama çevremiz düş hırsızları ile dolu. Düşleri koruyamazsak geleceğe ilişkin umutlarımızı, beklentilerimizi kısaca geleceği yitirebiliriz. Asıl uyanıkken dikkatli olmakta yarar var. Ne düşlemek istiyoruz ve kimler, neler engel oluyor?

 

Facebooktwitterlinkedinmail