SEKS BAĞIMLILIĞI BİR HASTALIK MI?

Galiba ilk kez gündemimize Michael Dougles’la girdi. Ünlü sanatçı açıklama yaptı ve seks bağımlısı olduğunu ve tedavi gördüğünü söyledi. Sonra müthiş bir moda başladı. Kimse kimseyi iş olsun diye aldatmıyordu. Onlar birer seks bağımlısıydılar ve hastaydılar. Eleştirilmeleri, kınanmaları gerekmiyordu. Ellerinde değildi. Peki, gerçekten öyle miydi? Seks bağımlılığı bir hastalık mıydı? Psikiyatri tanı kitabında araştırılacak konular arasında ele alınmıştı, bazı yazarlar cinsel sapmalar içinde olduğunu iddia ediyordu. Bir çeşit bağımlılık olduğunu ya da obssesif kompulsif bozukluk içinde araştırılması gerektiğini söyleyenler de vardı. Ancak güncel tarifler, seks bağımlılığını normal insanlarda denetimsiz cinsellik olarak tarif etmektedirler. Normal insanlarda denetimsiz cinsellik, doğrusu pek de hastalık tarifine benzemiyor. O zaman bu insanlar ne yapıyorlar? Güncelden uzaklaşıp, biraz daha bilimsel bir tarif yapalım: Seksle ilgili düşünce ve eylemlerle karakterize ilerleyici bir ilişki bozukluğu. Seks bağımlılığı olduğuna göre diğer bağımlılık özelliklerini taşımalı. Yani bağımlı ve yakınları üzerindeki olumsuz etkileri hastalık ilerledikçe ağırlaşır ve tüm bağımlılıklarda olduğu gibi aynı etkiyi sağlamak için gittikçe davranışın şiddetini, dozunu arttırmak gerekir. Çünkü bağımlılıklarda tolerans gelişir. Bazen bu davranışlar aşırı derecede pornografik materyal kullanılarak (telefon hatları, bilgisayar vb.) devamlı mastürbasyon yapmakla sınırlı kalabilir. Bazen de, teşhircilik, çocuk tacizleri, tecavüz gibi yasal olmayan yollara uzanabilir. Ama bu, seksi saldırganlık olarak kullananların seks bağımlısı olduklarını göstermez. Bu oranın %55’lerde olduğu, çocuk tacizcilerinde %70’lere çıktığı söylenmektedir. Ve eklenmektedir; bu durum bazen o denli ağır olabilir ki toplumun korunması için bu bireylerin hapsedilmeleri gerekir. Aslında seksi saldırganlık olarak kullanmak, cinsel tatmine yönelik olmaktan çok, güç, egemenlik, kontrol ve kin yönelimli öfkenin sapkın bir şekilde dışa vurumudur.

Üzerinde kesin bir fikir birliği olmaması nedeniyle tarifler değişmektedir. Bireyin direngen ve kalıcı şekilde, kendisi ve diğerleri için artan ve olumsuz şekilde seksüel davranışlar ortaya konmasıdır. Bir başka deyişle cinsel bağımlı birey, belli seksüel davranışları ciddi sağlık problemleriyle, finansal sorunlarla, parçalanmış ilişkilerle ya da hatta tutuklanma gibi ağır yasal sorunlarla karşı karşıya olmasına karşın sürdürür. Psikiyatri tanı kitapçığında ise bu rahatsızlık “başka türlü sınıflandırılmayan seksüel bozukluklar” başlığı altında değerlendirilir. Kitapta sorun şu ifade ile tarif edilmektedir: “Art arda sıralanan, sadece kendisi için bir araç olarak görülen partnerlerle yineleyici şekilde cinsel ilişkilerden kaynaklanan rahatsızlık (distress).” Yine kitaba göre seks bağımlılığı ayrıca yoğun çoklu cinsel partner aramayı içerir. Ulaşılamayan partner ile kompulsif (tekrarlayan, durdurulamayan) aşırı zihin uğraşı, kompulsif mastürbasyon, kompulsif aşk ilişkileri ya da ilişki içinde kompulsif seksuelite de bu tanımın içinde bulunur…

Bazı gerçekleri göz ardı etmemek gerekir

Günümüzde gittikçe artan cinsel uyarım (provokasyon) toplumu yoğun bir etki altına almaktadır ve olağan dışı ya da kanunsuz cinsel uygulamalar çoğalmıştır. (Telefon seksi, eskort servisleri kullanma, bilgisayar pornografisi vb.) Aynı şekilde bu açıdan yardım için başvuran bireylerin sayısında yine son zamanlarda artışlar olmaktadır. Diğer bağımlılık türlerindeki kompulsif davranış şekilleri, bu durum için de çoğu kez geçerlidir. Diğer bağımlılık durumlarındaki tüketilen maddeler ya da davranışlar (alkol, uyuşturucu, sigara, kumar vs.) yaşamsal açıdan bir gereksinim oluşturmazlar. Örneğin kumar oynamadan, alkol içmeden ve yasa dışı maddeler kullanmadan mutlu ve normal hayatlar sürebiliriz. Hatta genetik olarak çok yatkın bireyler dahi bu maddelerle karşılaşmazlarsa hayatlarında bir sorun olmadan yaşayabilirler. Cinsel aktiviteler bu açıdan farklılıklar gösterir. Yemek yemek gibi, cinsel hayat yaşamda kalmak için gerekli bir eylemdir. Bazı insanlar cinsellikten arınmış hayat sürseler bile (rahipler vs.) normal sağlıklı bireyler, kuvvetli cinsel dürtülere sahiptir. Aslında bu ilginin olmaması veya az olması tıbbi ya da psikiyatrik bir soruna işaret ediyor olabilir. Depresyonda kaybolan cinsel isteğin yanı sıra, manik depresif ataklardaki aşırı derecede istek artışını karıştırmamakta yarar var. Hastalık olarak kabul edildiğinde elbette tedavi edilmesi gerekir. Kişilik çözümlemeleri, davranışçı yöntemler hatta çeşitli ilaç tedavileri uygulanmaktadır.

Yazıyı bitirmeden bazı noktaları yeniden anımsamakta yarar var. Tüm bu anlatılanlara sahip olmak, birçok kişinin anladığı ya da anlamak istediği gibi övünülecek bir durum değil. Yani ne artmış cinsel gücü, ne çok iyi cinsel ilişki kuruyor olmayı göstermiyor. Tıpkı topluma zarar verici hale geldiğinde hapsedilmeyi engellemediği gibi, eşinizi aldatmak ve bazı değer yargılarını hiçe saymak için kullanılabilecek etkili bir özür de değil. Sadece bir sorun, bir hastalık olabilir ki, kabul etmek gerek, hastalıklı ya da sorunlu olmak övünç kaynağı olacak bir durum sayılamaz. Kısaca “Ne yapayım, bende seks bağımlılığı var, kendime hakim olamıyorum, herkesten daha fazla ihtiyacım ve gücüm olduğu için yapıyorum.”ları bir yana bırakıp, sorunluysanız tedaviyi, değerlerinizi yitiriyorsanız geleceğinizin ne olacağını düşünmeye başlamanız gerekmektedir. Unutmayın ki tüm dünyaya hasta olduğunu ve tedavi gördüğünü açıklamasına karşın, M. Dougles son evliliğini yaparken eşini aldattığı takdirde büyük tazminat ödemeyi kabul eden bir anlaşmayı imzalamak zorunda kaldı.

 

Facebooktwitterlinkedinmail