TÜRK CEZA KANUNUNDA ÇOCUKLARA İLİŞKİN MADDELER VE ÇOCUKLAR

2003 yılında, İstanbul’da polisin işlem yaptığı toplam çocuk sayısı 1635’ti. Bu çocukların 219 tanesi suçlardan işlem görmüştü.

İstanbul ilinde polis tarafından tespit edilebilen ve korumaya alınan ticari cinsel sömürüye uğrayan, 8-16 yaş arası kız çocuğu sayısı 175’tir. İstanbul’da ve tüm Türkiye genelindeki gerçek sayı ise bilinememektedir.

İstanbul’da sokakta çalışan sayısı on bin civarındadır. Diğer illerdeki rakam kesin bilinmemektedir.

İstanbul sokaklarında yaklaşık 2500, tüm ülkede ise bunun iki-üç katı sayıda çocuk sokakta yaşamaktadır. Yeni Türk Ceza Kanununda tüm bu sorunların yasal kapsamlarını ve çözüm için gerekli düzenlemelerin çoğunu yerine getiriyor görünmektedir. 15 yaş altındaki suça yönlendirilmiş çocukların eğitilmeleri için uygun yöntemlerin de bir an önce belirlenmesi, çocukların, onlarla çalışanların ve polisin rahatlamasını sağlayacaktır. Kötü muamele ve aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali maddeleri, çocukları ailelerden korumanın ve çocuk hakları beyannamesine resmi olarak uyumun desteklendiğini göstermektedir. Benzer şekilde kumar oynatmak ve dilencilik, çocukların kötüye kullanımını engellemede önemli adımlardır. Uyuşturucu ve sağlık için tehlikeli madde temini gibi maddelerde çocukların da ayrıca kapsama alınması, diğer önlemlerle birlikte çocukları zararlı maddelerden korumak ve sağlıklı bir topluma sahip olabilmek açısından önemlidir.

16 yaşındaki çocuğunuz kendi yaşıtıyla ilişkiye girdiği için hapse girebilir!

Reşit olmayanla cinsel ilişki başlığını taşıyan 104. madde bir çocuk ve genç psikiyatrisi uzmanı ve anne olarak beni rahatsız etti. Madde 104- Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocuklarla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel ilişki kurma yaşı gittikçe düşüyor ve ergen gebelikleri artıyor. Bu önemli ve değişmesi gereken bir gerçek ve tüm dünyanın çözmeye çalıştığı bir sorundur. Gençlere cinsel bilgiler vererek, aileleri eğiterek tüm dünya bu sorunu çözmeye çalışıyor. Bir yandan yayınlar, pornografi, filmler gençleri erken cinsel deneyime itiyor. Durum bu şekildeyken, 15-18 yaş arasında olan bir kız ve erkek cebir, tehdit ve hile olmaksızın, yani kendi istekleriyle cinsel ilişkide bulunduğunda, şikâyet üzerine, bu gençlerden, muhtemelen erkek olanın 6 ay-2 yıl arası hapis cezası ile cezalandırılması bu sorunu engelleyecek midir? Bir çeşit cinsiyet ayrımcılığı yapmış, kız çocuklarının daha erken olgunlaştığı bilimsel gerçeğine ve erkek çocuktan aynı yaşta olmalarına karşın erkek olduğu için daha “olgun ve akıllı” olmasını beklemiş ve cinsler arası eşitlik yasalarına karşı gelmiş olmaz mıyız? 15-18 yaş arası bir genci, yaptığımız yanlış eğitimle erken yaşta, yine kendisi gibi yanlış eğitim almış kız arkadaşıyla, her iki tarafın isteği sonucu cinsel ilişkide bulunmaktan dolayı, okulundan, işinden, ailesinden yani yaşamını olumlu hale getirebilecek her şeyden kopartmak doğru mudur? Ve ilerde gerçek suçlar işlemesini öğrenebileceği, olumsuz alışkanlıklar edinebileceği, toplumdan kopacağı hapishaneye göndererek hangi sorunu engellemiş olacağımızın doğru yanıtını bulamadım. Bu maddenin kaldırılmasının erken cinsel ilişkiyi teşvik olacağını savunanlar olabilir. Bunu savunanların sadece bir gün için gazete okumalarını, film seyretmelerini, bazı edebi eser olarak yayınlanan kitapları gözden geçirmelerini, basında topluma örnek diye sunulan “ünlüleri” izlemelerini öneririm. Eğer kontrol edebileceğimiz şeyleri yeterince kontrol edemediğimiz, eğitimi iyi veremediğimiz için, bunları düzeltmek yerine, bir gencin yaşantısını olumsuz olarak değiştirmenin olayı çözebileceğine inançları devam ederse bu madde aynen kalabilir. Ya da bu maddeyi değiştirip, zor olan yöntem seçilebilir. Aslında tasarıda yer alan müstehcenlik ve fuhuşa ilişkin maddeler bu konuda atılmış güzel adımlar olarak görünmektedir. Müstehcenlik maddesinde yer alan sanatsal ve edebi eserlerin sınırlarının uzmanlarca belirlenmesi olumluluğu arttıracaktır. Çünkü bazı çocuk öyküleri ve ebedi eser olarak isimlendirilen yayınların oldukça müstehcen, hatta pornografik içerikler taşıdığı görülmektedir. Çocuklara direkt ulaşan bu yayınların da denetlenmesi, çocukları cezalandırmaktan daha doğru bir yol olacaktır.

Sağlıklı çocuğunuzun üstünde deney yapılmasını ister misiniz?

Ben istemem. Söz konusu olan bir çocuksa ve sağlıklıysa, toplum yararı ve ilerleme gerekçesiyle onun üzerinde deney yapılması kararını vermek doğru mudur? Eğitimsiz ve çaresiz, çok çocuğu olan, bakmakta zorlanan ailenin vereceği kararla, çocuğun görebileceği zararın hesabını kanuni ya da vicdani olarak kim verecek? İnsan üstünde deney yapmanın koşullarına ilişkin yasa maddesinde (Madde 90) bulunan, sağlıklı çocuk üzerinde deney yapılması koşullarını belirleyen maddedir. Sağlıklı bir çocuğun üzerinde deney yapılması tartışmalıdır. Çocukların maddi nedenlerle kötüye kullanımına neden olabilir. Bu haliyle ise, hiç olmazsa, “rıza açıklama yeteneği” olan çocuğun yaş ve diğer özelliklerinin belirtilmesi, daha küçük sağlıklı çocuklarda hiçbir koşulda zarar verebilecek deney yapılamayacağının açıkça anlatılması, onları kanunları çıkarlarına göre yorumlayabilecek kötü niyetli erişkinlerden koruyabilecektir.

Kanunlar sadece bizi ilgilendirmiyor, çocuklarımızı, yani geleceğimizi de ilgilendiriyor. İzlemek ve çocuklarımızın haklarını savunmak zorundayız. Çocuk hakları beyannamesini kanunlaştırma zamanı geldi. Hadi büyükler göreve!

 

Facebooktwitterlinkedinmail