Çocuklar için yazdığım Duygularım ve Davranışlarım serisinin son iki kitabı çıktı. 12 yaşa kadar olan çocukların bu yaşa özgü bazı zorluk çekilen duygu ve davranışlarını, baş etme yollarını anlatan, hem kendilerinin okuyacağı, hem de aileleri ile okuyup paylaşabilecekleri bir seri oluşturmaya çalıştık. Resimli olarak hazırlanan ve Yeşil Dinozor yayın evinden çıkan seri böylece 12 kitaba ulaştı. Bilgisayar kullanımından kardeş kıskançlığına, dikkat eksikliğinden gece korkularına birçok konuda hazırladığım kitapların son iki kitabı, okulda zorbalık ve iştah-yemek sorunları üzerine. İştahsız çocuk kitabını haftaya bırakıp, okulda zorbalık konusunu yeniden hatırlayalım istedim. Çünkü okulda zorbalık gittikçe artan, çocukların okullarda küçük tartışmaları boyutunun çok üstünde olan, bazı çocukların zorbalar tarafından fiziksel ve ruhsal travmalara uğratılması nedeni ile okula gitmemek, içe kapanma, depresyon hatta intiharlara neden olan bir sorundur. Ailelerin bilgi sahibi olmaması, nasıl anlayacaklarını bilememeleri, çocukların nasıl karşı koyabileceklerini bilmediği için umutsuzluğa kapıldığı bu sorunu okulların, öğretmenlerin ve ailelerin çok iyi tanıması, çocukların bu konu ile baş etmeyi ve yardım almayı öğrenmesi gerekir. Her yaşta zorbalarla karşılaşabilirsiniz. Bu zorbaların bir kısmı yaşam alanınızdadır ve uzaklaşmanız mümkün değildir.
Okulda zorbalık nedir?
Okullarda bazı çocuklar sosyal güçlerini, kendilerinden zayıf olan okul arkadaşları üzerinde kullanırlar. Bunun amacı kendi güçlerini arttırmaktır. Taciz ve zorbalık çocuk yalnız olduğu zamanlarda daha çok uygulanır. Diğer çocuklar, kendi başlarına gelmesinden korktukları için suçludan yana olmaktadır. Ayrıca bu durumda konuşmamakla kendilerini korumaktadırlar. Böylece zorbalık ve taciz sadece uygulayanı değil, tüm okulu etkilemektedir. Zorbalığı yapabilecek çocuklar daha ilkokuldan tanınabilir. Onlar çok küçük yaşlarda bile belirli çocuklara karşı çeteler oluşturabilmekte, sürekli uğraşacakları yeni çocukların arayışına girmektedirler. Bu rolü bırakmaları zor olmaktadır. Yükselmeyi, zayıf olan öğrenciye fiziksel ya da psikolojik olarak zarar vermekle olanaklı görürler. Bu şekilde güç elde etmeyi genellikle evde öğrenmişlerdir. Çünkü evde çoğunlukla fiziksel şiddetle disiplin görmekte, şiddet içerikli filmler izlemekte, oyunlar oynamaktadırlar. Kurbanlar ise, kaygı ve çaresizlik içinde bu durumu kimseyle paylaşmamakta ve uzun süre zorbalığa maruz kalmaktadırlar. Gittikçe okul onlar için bir felaket yeri haline gelmektedir. Diğer çocuklar onlar yokmuş gibi davranmakta, arkalarından konuşmakta, zorbalığın şiddeti artmakta ve çocuklarla dalga geçmektedirler.
Zorbalığı yenmenin en etkin yolu güç kaynağını durdurmaktır. Ama etkilerini iyileştirmek uzun sürer. Zorbalığa uğrayan çocuklar güven ilişkisi kurmakta zorluk çekerler. Başkalarına olduğu gibi, kendilerine de güvenleri azdır. Bu durumu erken dönemde durdurmak çok önemlidir. Bu görev anne-babalarla öğretmenlere düşmektedir. Öğretmen varlığını hissettirir ve tüm öğrencilere aynı şekilde davranırsa, öğrenciler de bazılarını grup dışına itmeye çalışmazlar. Sınıfta küçültücü sözler kullanmamaları, zayıf öğrencileri sınıf içinde eleştirmemeleri yardımcı olur. Öğrenciler durumu paylaştıklarında ailelerinin kendini suçlayacağından korkar. Ayrıca aileleri şikâyet ederse taciz ve zorbalığın artacağından korkarlar. Ailenin dikkat etmesi gereken şeyler vardır: Açıklanamayan okula gitmede isteksizlik, korku ve kaygı, uyku sorunları, eşyalarında kaybolma ya da hasar. Bu durumdan şüphelenince direkt sormak gerekmez. Ama çocuğa anlatması için ortam hazırlamak ve zaman tanımak gerekir. Öğrenince onun suçu olmadığını belirterek çözüm arayın. Çocuğunuzun başını daha fazla derde sokmadan, okulla konuşup okulun tutumunu takip etmek gerekir.