NEDİR BU TEMEL GÜVEN DUYGUSU VE NASIL GELİŞİR?

Bebeklik dönemi
Kıskançlıktan, aldatılmaktan, bir çok ruhsal hastalıktan konuşurken, hep “temel güven duygusu”ndan bahsettik. Bir çok sorunun altında bu duygunun gelişmemesinin yattığını gördük, göreceğiz. Galiba onun ne olduğunu, nasıl gelişeceğini konuşmanın zamanı geldi. Hele bu haftanın emzirme haftası da olduğu ve anne sütünün diğer önemlerinin yanı sıra,emzirmenin getirdiği yakınlaşmanın bu gelişimde önemli olduğunu düşünürsek….

Bebekler
Bir bebek ilk dünyaya geldiğinde tüm algıları kendisine dönüktür. İsteklerini ağlayarak dile getirir. Bu istekler karnının doyurulması, altının temizlenmesi ve ortam sıcaklığının ayarlanmasıdır. Bu dönemde dış dünyaya kapalı olan bebek için isteklerinin doyurulması kadar, bu isteklerin düzenli yapılması ve sürekli yapılması önemlidir. Bu düzen ve süreklilik daha ileriki dönemlerde gelişimi için önemli olan “temel güven duygusu”nun gelişmesini sağlar. Eğer bu gereksinimler düzenli sağlanmazsa bebekde bir güvensizlik olur. Bebek sahibi olmaya hazır ve bebeğe karşı duyarlılık kazanan anneler, bebeğin ağlamasından karnımı aç, altınımı ıslattı, yoksa başka bir sorun mu var? Ayırt edebilirler. Telaşlı, kaygılı ve hazır olmayan anne bebek ağladığında ne yapacağını şaşırır.

Emzirme
Anne sütünün bebek için yararları tartışılamaz. Tüm fiziksel yararlarının yanı sıra ruhsal doyum ve anne-bebek ilişkisinin kurulması içinde emzirme önemli bir adımdır. Bebeğini emziren anne bir yandan bebeğiyle konuşur, bir yandan bebeğini okşar. Aynı zamanda bebek de annesiyle fiziksel ve duygusal bağlantı kurar. Emzirmeyi sinirle, isteksiz, zorunlu olduğu için yapan bir annedense biberonu veya kaşığı şefkatle, bebekle konuşarak ve zevkle veren annenin bebeğiyle oluşturduğu bağlanma daha sağlıklıdır. Yalancı emzik verilmesi, bebeğin ağızdan alacağı doyumu sağlaması için önemlidir. Emme gereksinimi kalkan bebek kendiliğinden yalancı memeyi bırakacaktır. Yeterli doyumu sağlamadan onu zorlamak huysuzluğa, gerginliğe ya da parmak gibi başka şeyleri emmeye neden olabilir.

Bağlanma
İlk aylarda bebek için kendinden başka kimse yoktur. Anneyle kurduğu ilişki sonrası üçüncü ayına doğru, anne bebek için ayrı bir varlık olarak belirmeye başlar. Bebek anneyi ayırt etmeye, geldiği zaman ona gülmeye, sevinç göstermeye başlar. Bu sırada annenin duygularını bebekler aynen bir ayna gibi yansıtırlar. Yani anne mutsuzsa mutsuz, anne neşeliyse neşeli olurlar. Gittikçe bu duyguları kendi duygularından ayırt ederek bireyselleşir ve kendini anneden ayrı bir varlık olarak görmeye başlar. Bu sürece bağlanma süreci denir. Bağlanmayı sağlıklı geçiremeyen bebeklerde hem bebekken hem de daha sonraki dönemlerde ruhsal sorunlar ortaya çıkar. Bebek büyüdükçe fiziksel olarak anneye bağımlılığı azalır. Ama sağlıklı kurulan bu bağlanma yaşamı boyunca devam eder.

Anne yoksunluğu
İlk aylarında insanları ayırt etmeden herkesin kucağına giden bebek, 6. aydan itibaren yabancıları ayırt etmeye, onlardan çekinmeye, güven duyduğu annesinden ayrılmak istememeye başlar. Buna ayrılık kaygısı denir. Anneyle bağlanmasını yapan çocuk, herhangi bir nedenle 3. ayından sonra anneden ayrılmak zorunda kalırsa anne yoksunluğu denilen ruhsal bir sorun ortaya çıkar. Eğer bu süreç uzarsa ilerde kalıcı sorunlara yol açar. Yuva (yetiştirme yurtları) çocuklarında ve uzun süreli hastanelerde yatan bebeklerde sık görüldüğü için bu soruna yuva hastalığı ya da hastane hastalığı da denir. Annenin geri dönüşüyle sona erer. Eğer annenin dönüşü uzarsa kalıcı olur. Bu nedenle anne çalıştığı için büyüklere bırakılan bebeklerin akşamları mutlaka evlerine alınmaları, başka şehirlerde oturan ve uzun süre görülemeyeceği kişilere bırakılmamaları önemlidir. İlk beş yılda, özellikle de ilk bir iki yılda anneden ayrı kalmak, anne yoksunluğu sonucu oluşan sorunlar kolay giderilemez. Anne ayrılığına karşın tepki vermeyen çocukları ise anneyle sağlıklı bağlanma yapmamış olan çocuklar olduğu bilinmektedir ki, bu da ayrı bir sorun yaratmaktadır.

İlk yılda, özellikle de ilk aylarda annelerin bebeği kucağa alıp almama, ne zaman beslenmesi gerektiği gibi konularda endişeleri vardır. Civardan insanlar da sürekli olarak farklı şeyler söyler. Unutulmaması gereken bu süreçte bebeğin en temel gereksinimini ilgi ve sevgi olduğudur. Anneyle teması önemlidir. Ama ağlamayı bir silah gibi kullanıp devamlı kucakda ve memede olması da sakıncalıdır. Bebeğiyle sağlıklı ilişkisi olan anne bu ayrımı kolayca yapabilir.Temel güven duygusu sağlıklı gelişen bebek de ilerde sağlıklı bir erişkin olmanın temelini atmış olur.

Facebooktwitterlinkedinmail