Tarih ve sanat eserleri, babalarla yapılan güç savaşları ya da babaların evlatlarını korumak adına yaptıkları savaşlarla doludur. Anne kelimesi ne kadar şefkatle, bakımla, sevgiyle özdeşleştirilerek yüceltilip çocuğa yakınlaştırılmışsa, baba kelimesi de o kadar güçle, çatışmayla, korkuyla özdeşleştirilerek yüceltilip adeta çocuktan uzaklaştırılmıştır. Babanın gücünü ve etkisini ama bir o kadar da ulaşılmazlığını ispatlarcasına, ünlü yazar Balzac “Baba olduğumda anladım Tanrı’yı.” der. Oysa bu hem babalara hem annelere yapılan büyük bir haksızlıktır. Çünkü annelerin şefkatinin ve sevgisinin altında yatan büyük bir güç vardır ve anne bazen ulaşılmaz olabilir. Diğer yandan baba çocuk için aile olmanın, paylaşımın, güvenin ve sevginin temelidir. Çünkü baba sadece maddi bakım için değil, ruhsal gelişim için de gereklidir. Çünkü dinleyen ve anlamaya çalışan baba, kızan ve uzak duran babadan daha etkilidir. Çocuk, ona yakın ve paylaşan bir babayla sağlıklı özdeşim yapabilir. Kız ve erkek çocuklar için babanın anlamı farklı olur.
ERKEK BABASI, KIZ BABASI
Erkek çocuk baba ile özdeşim yaparak erkek olmayı öğrenir. “Erkek” olmak sadece cinsel gelişimi tanımlamaz. Cinsel gelişim sadece bir boyutudur. Cinsel kimliğini babası ile özdeşim yaparak tamamlayan çocuk, aynı zamanda babasının gözünden dünyaya bakar. Onun değerleri ile dünyayı görür. Babası gibi tıraş olmaya, onun gibi yürümeye, konuşmaya çalışan erkek çocuk, babası kadınlara nasıl davranıyorsa erkeklerin öyle yapması gerektiğine inanarak büyüyecektir. Babasının öğrettiği “erkek adamın yaptıkları” onun yapmaya çalıştıkları olacaktır. Onun istediği gibi bir erkek olmayı başarabildiği oranda erkek olduğunu ve başarılı olduğunu düşünecek; yapamadığı zamanda, kaybettiği duygusunu yaşayacaktır. Babanın tutumu, yakınlığı ya da uzaklığı, yaklaşımları babayı dost, yol gösterici veya rakip konumlarına oturtacak ve çocuğun yaşamını belirleyecektir. Böylece erkek çocuğun hayatı babasına kendine beğendirmek, babasının isteklerini karşılamak, babasına kendini ispatlamak ya da babasını geçmek üzerine kurgulanabilir. Kurgunun nasıl olacağı, senaryonun nasıl yazılacağı babanın kendisi için seçtiği role bağlıdır: Uzak, yakın, güven verici, destekleyici, kışkırtıcı, aşağılayıcı, sevgi dolu?
Baba kız ilişkisi en yalın hali ile “cinsellik barındırmayan bir aşk” olarak tanımlanır. Kızlarının ilk aşkı olacak babaların, bu aşkı kaybetme, bir başka erkekle paylaşma korkusu bazen bu aşkı hiç istememek şeklinde dile gelse de; bir kez başladı mı sonsuza değin süren tek aşktır aslında. Baba, onun aklındaki, gönlündeki erkeği şekillendirir. Bu nedenledir, küçük kız çocukları “babamla evleneceğim” derler. Çünkü evlenilecek erkek, babası gibi yakışıklı, akıllı, güçlü ve güvenli olmalıdır. Annenin eşinde gördüğü erkeği, hatta çoğu kez daha fazlasını kız çocuk babasında görür. Baba, aşk olmanın yanı sıra güvendir. Güven sadece sizi başkalarından koruyacak olana güven değildir. Baba kızın ilişkisi, babanın kızına verdiği güven, kız çocuğunun birey olarak kendine güveninin temelini atacaktır. Babanın kızıyla olan iletişimi, tutumu, seslenişi, sevgisi ve saygısı kız çocuğunun kendine kadın olarak güvenini ve saygısını yapılandıracaktır. Baba, kızının hayatındaki ilk erkek olarak ona erkekleri tanıtacak, erkeklere olan güven ya da güvensizliğinin nedeni olacaktır. Destekleyen, kendine, erkeklere, kadınlığına ve başarısına güveni arttıran baba kızının insanlara, geleceğine, yapabileceklerine güvenini sağlayacaktır. Babası olmayan, olan babasına ulaşamayan, ulaştığı babayı hissedemeyen bir kız çocuğu kendi kadınlığını, sağlıklı kadın-erkek ilişkisini deneyimleyemeden güvensiz bir yaşama başlamaya adaydır.
Tüm baba olabilenlerin, olabilmek için gayret göstereceklerin, benim babam dahil görevlerini en iyi şekilde yapıp şimdi kaybettiğimiz ama bizde izlerini bırakmış olan sevgili babaların babalar günü kutlu olsun.