Bayram coşkulu kutlamadır. Kutladığımız dini bayramlar ve milli bayramlar var. Bu yıl bayramlarımızın çoğunu coşkulu kutlayamadık. Çünkü bayramlardan önce hüzün ve yas geldi. Bayramlardan önce meydana gelen terör olayları nedeniyle kayıplar yaşadık. Coşku yerini hüzne, üzüntüye, endişeye bıraktı. Ramazan ayının sona ermesi ile başlayacak bayram, yine terör nedeniyle azalan turizm açığını kapatmak için uzatılmıştı. Okullar tatil, mevsim yaz olunca memleketine, ailesine gitmek isteyenler, tatil yapmak isteyenler hazırlıklarını yapmış ve bu hafta sonunda yola çıkacaktı. Birçok kişi yine çıkacak. Ama hafta başında Atatürk Havalimanı’nda gerçekleşen terör eylemi bayramın anlamını değiştirdi. Toplumda bayram yapacak duygu bırakmadı.
Bayram Çoşkudur!
Bu köşede defalarca terör eylemlerinin anlamını, toplumu ve çocukları nasıl etkileyeceğini, insanların, basının, devletin yapabileceklerini yazdım. Arzu edenler arşiv yazılarından ulaşabilir. O nedenle onları tekrarlamayacağım. Ama tek bir şey tekrarlamak istiyorum. Terör kötülüktür. Günümüzdeki terörün hedefi yoktur. Onun için önemli olan alabildiği kadar çok kişi yok ederek korku yaratmaktır. Korunmayı öğrenmek gerekir. Diğer yandan terörün amacına hizmet etmemek için çok dikkatli olmak, korkuyu, öfkeyi nasıl yönetmek gerektiğini de öğrenmek gerekir.
Bu yaşadığımız ilk terör olayı değil. Her seferinde son olmasını diliyoruz. Ama her terör olayından sonra insanlar terörün istediklerine biraz daha yaklaşıyor, sosyal medyada, yazılı ve görsel medyada toplumun her kesimi, teröre karşı birlik olmak yerine birbiri ile tartışır, kızar, adeta nefret eder hale geliyor. Her şeye rağmen bayram geldi. Bayramın, özellikle dini bayramların tek anlamı coşku değildir. Bayramlar insanların birbirleri ile görüştükleri, konuştukları, ziyaret ettikleri, dargınların barıştığı, çocukların sevindirildiği zamanlardır. Bu bayramı her nerede olursak olalım, bu anlamlarını hatırlayarak geçirmek gerekiyor. Çünkü terörün; bayramın insanların birbirlerini dinlediği, anlamaya çalıştığı, farklı olsalar bile zorluklar karşısında birleştiği anlamlarını da almasına müsaade etmemek gerekir. Aynı bayramı kutladığımızı, aynı ülkede yaşadığımızı, birbirimizin farklılıklarına saygı göstererek, ortak amaçlardan en önemlisinin çocuklara güvenli bir ülke ve dünya bırakmak olduğunu unutmadan bayramı geçirmek, bu bayram her zamankinden çok daha değerlidir.
Bir konuşmada “Unutamadığınız bayram anınız nedir?” sorusu sorulduğu zaman fark ettim ki, zaman içinde uygulaması değişse de çoğunlukla bayram anısı denildiği zaman akla gelen ortak şey ailelerin, sevdiklerin, tanıdıkların birlikte olması, en azından birbirlerinin seslerini duymasıydı. Bu bayram sadece tanıdıkların değil, herkesin birbirini duyması ve anlamaya çalışması gerekiyor. Bağırmadan, kötü sözler söylemeden, suçlamadan anlamaya ve anlatmaya çalışarak teröre karşı birleşmesi gerekiyor. Bunun yanında terör nedeniyle sarsılan çocukları ile daha fazla geçirecekleri zamanları olan ailelerin, bu süreyi onlarla en iyi şekilde paylaşarak, çocukların kendilerini güvende hissetmelerini sağlamaları gerekir. Gelecek günlerin herkes için sağlıklı, mutlu, huzurlu ve barış içinde olması dileği ile iyi bayramlar…