BAZEN ZORDUR BÜYÜMEK !

“Büyümek” çok duyduğumuz ve çok kullandığımız kavramlardan biridir. Ama büyümekle neleri anlatmaya çalıştığımız hep değişir. Çocuklar büyümek isterler. Onlar için büyümek demek özgür ve bağımsız olmak demektir. Ebeveynler çocuklarının büyümesini isterler. Büyüyen çocuk daha az sorumluluk, daha az korku demektir. Erişkinler artık büyümemek isterler. Çünkü onlar için büyümek, yaşlanmak demektir.

Çocuklar büyümek ve özgür olmak isterler. Oysa büyümek özgürlükten çok, sorumluluk getirir. Sorumluluklarını almayı öğrenmiş, seçimlerinin ve davranışlarının bir bedeli olacağını anlamış ve bu bedeli ödemeye hazır olanlar için büyümek özgürlük getirir. Ama buna hazır olmayanlar için büyümek zordur. Teneke Trampet filmini hatırlarsanız, büyümek istemeyen bir çocuğun yaşamını anlatır. Büyümek istemeyen çocuklar sadece filmlerde olmaz. Büyümenin getireceklerinden korktukları için yeme bozukluğu yaşayan çocuklar, bu isteksizliklerini bedensel büyümeyi durdurarak somutlaştırırlar. Diğer yandan, bedensel büyümelerinin önüne geçemeyen ama büyümekte zorlanan çocuklar vardır. Davranışları ile halen çocuk olduklarını ispatlamaya çalışan, sorumluluk almamak için direnen çocuklar. Öte yandan büyümek için acele eden çocuklar görürsünüz. Yaşlarının gereğinden fazla sorumluluk alanların yanı sıra kıyafetleri, istekleri, seçimleri ile büyümüş olduklarını göstermeye çabalayan, bu nedenle başları sıklıkla derde giren çocuklar azımsanmayacak kadar çok. Bir de koşullar gereği büyümeye zorlanan, çocuklukları çalınanlar var ki onlar başlıca önemli bir diğer konudur.

Büyümek kadar büyütmek de zordur. “Artık biraz büyü! Büyüdün ama akıllanmadın.” diyen ebeveynler bu zorluğun farkındadır. Bir yandan çocuklarının büyümesini isterken, diğer yandan onların büyüdükleri gerçeği ile yüzleşmek de zor gelir. Bazı çocuklar, çocukluk döneminden erişkinliğe kolayca geçerler ve çok az sıkıntı olur. Oysa aileler için, hızla değişen çocuğa uyum sağlamak zordur ve karmaşa içindedirler. Ergenler çoğu kez kaba, bencil, asi ve kızgın olurlar. Bu durum aileleri sıkıntıya sokar. Siz çocuğunuzdaki değişikliğe uyum sağlamaya çalışırken, o da kendindeki değişikliklere uyum sağlamaya çalışmaktadır. Siz bir çocuk yerine bir genç bir erişkinle aynı evde yaşamaya uyum sağlamaya çalışırken, bazen ona çocuk gibi davranırsınız. Çünkü çocuğunuzun büyüdüğünü ve sizden gittikçe uzaklaştığını görmek acı verici olabilir. Onunla biraz daha zaman geçirmek ve paylaşmak isteğinizi, genellikle yanlış cümlelerle dile getirirsiniz. Ona evi otel gibi kullandığını söylemek, sizin için zamanı olmadığından yakınmak durumu kötüleştirir. Kendinize ilişkin olumsuzlukları paylaşmadan, onun sizinle paylaşmasını istemek ve büyüdüğü için bunu yapabileceğini düşünmek yanılgıdır. Aslında öyle sansanız bile, büyümekte olan ergenler tamamen özgürlük umut etmezler. Çoğu kez sıcak, sevgi dolu ve kabullenici bir aileye ihtiyaç duyarlar. İdeal anne babalık yoktur. Aile dinamik bir sistemdir. Her kişi farklı olduğundan, her ilişki de farklıdır. Her aile kendi kişiliğine göre kurallarını ve yolunu oluşturur. Becerebilirlerse, büyümeyi ve büyütmeyi sindirebilirlerse, gerçek bir erişkin yetiştirmenin gururunu, gerçekten büyümüş olan bir birey olmanın başarısını yaşayan çocuklarıyla paylaşırlar.

Bazen zordur büyümek. Büyüdüğünü fark etmek, büyümüş olmanın gereklerini yerine getirmeyi başarmak, yaşlanmış olmanın büyümek olmadığını, büyümenin yaşamı tüketmek değil, yaşamı yönetmek olduğunu anlamak zordur. Büyümesi gereken birine rehber olmak da zordur. Ailelerin bu bilgi ışığında yanıtlaması gereken ilk soru ise, kendilerinin büyüyen çocuklarını anlamaya çalışacak kadar büyüyüp büyümedikleridir.

Facebooktwitterlinkedinmail