ÇOCUK İSTİSMARI

Yaklaşık bir haftadır gündemimizde 17 aylık bir bebek ve onun istismarı var. Çocuk ihmal ve istismarı tüm dünyada önemli ve hep gündemde olan bir sorun. İhmal ve istismar, çocuklara karşı her türlü yapılmaması gerekeni kapsıyor. Aç bırakmak, okula göndermemek, dövmek, çalıştırmak, cinsel taciz, kötü davranmak, hatta korumamak ihmal ve istismardır. Bu konuda kuruluşlar, uzmanlar ve birçok ülke bunu anlatmak, çocukları kurtarmak için çalışıyor. Biz neredeyiz? Bu sorunun yanıtını, bir haftalık haberler ve demeçlerle aldık. Konuyu bilmiyoruz, anlamamışız, aslında önemsediğimiz bile söylenemez. Bir örnekle bağırıyor, yanlışlar yapıyor ve maalesef unutuyoruz.

Günlerdir hem haberleri, hem demeçleri, hem yazılan yazıları izliyorum. Konuşanların ve yazanların hiçbirinin çocuğun tüm başına gelenlerle ilgilenmedikleri görülüyor. Sorun sadece tecavüze odaklandı. Yani tecavüz yoksa sorun yoktu. Oysa ortada sağlıksız koşullarda büyümeye çalışan, ihmal edilmiş, hasta bir çocuk vardı. Bu üzülmemiz, tedbir almamız için yeterli değildi. Ama tecavüz varsa işte o zaman bir şeyler yapmalıydık. Evet, çocuk tecavüzü çok önemli. Peki, bunun için neler yaptık? Öncelikle ağladık. En azından bana ağladığını söyleyen birçok kişi oldu. Rahatsız olduk, televizyonu kapattık. Tıpkı yanı başımızda gerçekleşen birçok çocuk ihmali ve istismarında olduğu gibi. Kapatınca yok saydığımız olaylar gibi. Aslında bir kısmında göz kapatmak gerekiyordu. Ama bunu, haberin acılığından değil, zaten hasta ve kötü durumda olan bir bebeğin teşhir edilmesi nedeniyle yapmalıydık. Ona yardım ve haber adı altında defalarca istismar edilmesi nedeniyle kapatmalıydık. Sonra öfkelendik. Öfkemizi asmakla, kesmekle gösterdik. Aslında kendimize de öfkelenmemiz gerekiyordu. Bu konuyu bilmezden geldiğimiz için, aileden çocuğa kötülük gelmez diyerek, çevremizdeki olaylara tüm duyu organlarımızı kapattığımız için, belirgin ve sansasyonel bir olay olmadan çocuk istismarını, ihmalini, çocuk pornografisini gündeme getirip tartışmadığımız, insanlara bilgi vermediğimiz için kızmalıydık. Ayrıca yaptığımız diğer bir yanlışın, ceza gerektiren bir durumu kişileri suçlayıp, insanları linç etmeye, öldürmeye teşvik ettiğimizin farkına varmalıyız. Eğer yasalara güvenmez ve bu tür olaylarda kendi adaletimizi istersek yarın olabilecekleri, başımıza gelecekleri düşünmeliyiz.

Ve bazı milletvekillerimizle, uzmanlarımızın açıklamalarına gelince… Çocuklarımızı korumaları ve halkı yönlendirmeleri gereken kişiler, belirgin olmayan olaylarda açıklamalar yaptı, kendi kişisel fikirlerini gerçekmiş gibi sundu. İnsanlar kendi aralarında konuşabilir, fikir tartışması yapabilir. Ama yetkili olan kişiler sorumludurlar, her aklına geleni söyleyemezler. Gerçeklere, yasalar ve bilime uygun açıklamalar yapmak zorundadırlar. Yapamıyorlarsa, gerçekten yapmak zorunda oldukları görevleri yapmadıkları ve bunu önemsemedikleri zamanlardaki gibi susmalıdırlar.

Kısaca toplum olarak bu davada sınıfta kaldık. Özür dileriz küçük bebek. Diğer çocuklarımız gibi seni de koruyamadık, koruyamadığımız gibi hala ihmal ve istismar ediyor, edenlere izin veriyoruz. Seni damgaladık, sunduk ve daha önce yaptığımız gibi bir süre sonra seni yarattığımız travmayla bırakıp unutacağız. Sadece seni değil, çocuk istismarını ve ihmalini de unutacağız. Bir başka çocuk yandığında yine bağırıp, çağırmak, yine yanlışlar yapmak üzere bekleyeceğiz. Umarım sen bu travmayla büyümeden, bizler doğru davranıp, sizleri korumayı becerebilecek kadar büyüyebileceğiz.

 

Facebooktwitterlinkedinmail