EŞ (EVLİLİK)TERAPİSİNİN TEMELLERİ (2)

“Benim çözemediğimi, bizi tanımayan biri mi çözecek?”
“Ben kararımı verdim, ay-rı-lı-yo-ruz… Ne terapisti!”

Evlilik ya da eş terapisini reddetmenin en sık dile gelişleri. Gerçekten nedir bu terapi, ne işe yarar ve şu terapistler aile büyüklerinden, komşulardan farklı ne yapabilirler… Aslında yaptığı tek şey, sorunları olan eşleri bir araya getirmek, karşılıklı olarak duygularını ifade etmelerini sağlamak ve sorunları konusunda onlara iç görü kazandırmaktır. Yoksa sorunları bir anda bitiren, sihirli anahtarın sahipleri değillerdir. Üstelik terapi sırasında eşlerin akrabaları, komşuları gibi kendi yanlarına çekebilecekleri biri hiç değildir. Onların yerine karar veren, suçluyu suçsuzu ayıran kişi ise zaten terapist değildir. Aslında tüm bunları yapmayan üçüncü bir kişinin, eşlerin arasına katılması bile ilişkiyi değiştirir. Çünkü terapist, kolayca kışkırtılabilen kişi değildir. O nedenle tutum ve tarz değiştirmeyi gerektirir. Bazen çiftlerden biri terapistin, bitmesini istediği evliliğini kurtarmak için onu zorlayacak olan kişi olduğunu düşünür. Oysa terapist, sadece duyguların ifade edilmesini ve çiftlerin iç görü kazanmasını hedefler. Bilir ki iyi bir ilişkiyi sürdürmek de, iyi bir ayrışmayı yapmak da çiftlerin başarması gereken ve emek isteyen süreçlerdir.
Terapiye götüren süreç
Evliliğin ilk günlerinde birbirlerine daha hoşgörülü davranan eşler, zamanla dile getirmedikleri diğerine ilişkin hataları biriktirirler. Biriken sorunlar nedeniyle bir gün ciddi bir tartışma yaşanır. Eğer bu tartışma ve olası küslük birinin aşırı taviz vermesiyle sona ererse, eşler arasındaki yeni çatışmaların tohumlarını oluşturur. Bazen ilişkideki sorunlar tartışılmaz ve kimse düşüncesini söylemez. Konuşmayan, kavga etmeyen çiftler birbirlerine yabancılaşmaya başlar. Evlilik çatışmaları, daha çok uyulacak kurallar, diğerine uygun olmayan kuralları yürürlüğe koyma çabaları ve kuralları kimin koyacağı tartışmalarıyla başlar. Çözümü en kolay çatışmalar, hangi kurallara uyulacağına ilişkin çatışmalardır. Ev işleri, akraba ve dost ziyaretleri gibi konularda eşler aynı görüşte olmasalar da, eninde sonunda çözüme ulaşabilirler. Ancak, sorun “kuralları kimin koyacağı”ından kaynaklanıyorsa iş zorlaşır. Bu çatışma şiddetli tartışmalara yol açar ve çözümü daha zordur.
Cinsellik boyutu
Görünürde olan ve dile getirilen çatışmaların yanı sıra, bazı şeyleri açıklayabilmek için, eşler arasındaki cinsel ilişkinin üzerinde de durulması gerekir. Diğer isteklerde olduğu gibi, cinsel isteklerde de, arzuların açıkça konuşulamaması, kuralları kimin koyacağının saptanamaması çatışmaların temelini oluşturabilir. Cinsel çatışmalar, diğer çatışmalardan ayrı değerlendirilmemelidir. Çünkü, eşlerin birbirleriyle sürdürdükleri çatışmalar, her alanda olduğu gibi cinsel alanda da sürer. Genel olarak ilişkilerde sürdürülen tarz, cinselliğe yansır. Bu yansıma diğerine hükmetme, hayır deme, karşı koyamama şeklinde izlenir.
Terapi süreci
Terapi süreci sadece üçüncü kişinin varlığıyla değişmesi beklenen davranışlardan oluşmaz. Aynı zamanda çiftlerin davranışlarının diğer yüzünü, eşinin görmediği yüzünü yansıtarak, olumlu yönleri de vurgulamaya ve bazen yönergeler vermeye yöneliktir. Ancak terapi odası çiftlerin hiçbirinin “çöplüğü” değildir.
7 yıldır evli olan ve sorunlarını çözemediğini düşündükleri için gelen çift birbirleri hakkındaki yakınmalarını sıralarken, en belirgin olanı erkek için, kadının bitmeyen gevezelikleri, kadın içinse sadece erkeğin akrabalarının ziyaret edilmesiydi. Terapist, kadının bu davranışının aslında kocasıyla daha yakın ilişkiye girme çabası olduğunu belirterek olayı farklı şekilde tanımladı. Böylece ilişkide çatışma çıkaran bir olayın olumlu özelliklerini vurgulayarak, eşlerin çözüm bulmalarına yardımcı olabilir. Benzer şekilde, hep kendi akrabalarına gidilmesi gizli kuralının farkında olmayan erkeğin, bu kuralın gün ışığına çıkmasıyla kuralları yeniden gözden geçirmesine ve çözüme neden olabilir.
Çözümü en zor olan çatışma, ilişkinin kurallarının kimin tarafından koyulacağıdır. Eşler arasında, kimin kimi kontrol edeceği savaşı sürerken, terapist bu kontrol sorununu, kontrol kavramını kullanmadan çözmeye çalışmalıdır. Eğer çatışmalar çok büyük boyutlara ulaşmamışsa ve eşler farklı davranmak için çözüm arıyorlarsa, onlara bunu sağlayacak önergeler verilebilir. Ama bu önergeler eşlerin kışkırtmalarıyla verilmemelidir. Örneğin, “Kocamın her gece dışarı çıkmayıp, evde oturması gerekmez mi?” sorusunun yanıtı, evet ya da hayır olmamalıdır. Onun yerine “Acaba kocanız neden akşamları evde oturamıyor?” sorusu kadının, kocasının davranışlarını inceleme ve anlaması için yüreklendirici olur.
Terapi eşler adına karar verme yeri değildir!
Görüldüğü gibi terapi ve terapistin amacı, eşler adına karar vermek, haklıyı-haksızı ayırmak değildir. Amaç karşılıklı olarak duyguların ifadesini sağlamak, sorunlar konusunda iç görü kazanılmasına çalışmaktır. Yani gerekli olduğunda, evliliğinizin sorunsuz sürmesini istiyorsanız gitmeniz gereken yerdir. Tabi işi bilen, bu konuda deneyimli terapisti seçmek koşuluyla.

 

Facebooktwitterlinkedinmail