Beş gündür kamuya açık alanların bir kısmında sigara içilmiyor. Bir yıl sonra sigara içilmeyen alanların kapsamı genişleyecek. Yapılan araştırmalar içen, içmeyen birçok insanın bu durumu desteklediğini gösteriyor. Ama şiddetle karşı çıkanlar da var. Bir grup insan ise bunun uygulanamayacağını söylüyor. Çok uzun süredir iş nedeni ile çeşitli ülkelere gidip geliyorum. Amerika malum. Önceleri sigara içilen bölümler vardı, şimdi yok. Avrupa aynı durumda. Sigaranın çok içildiği İspanya ve İtalya’da da artık kapalı alanlarda sigara içilmiyor. Bu kısıtlamanın başladığı her ülkede benzer tepkiler olmuş. En çok “Bu asla uygulanamaz.” denmiş. Şimdi hepsinde uygulanılıyor. Ve hemen herkes uyum sağlamış durumda. Sigara içen yok mu? Tabi ki var. Ama sayı çok azalmış. Özellikle de küçük yaşlarda sigara içilmesinde büyük düşüş var. Çocuklara, gençlere örnek olmak için, onlara dumansız hava sahası sağlamak için değmez mi? Bence değer. Ben bir sigara içicisiyim. Zorlanacağımı, zaman zaman sıkılacağımı biliyorum. Ama buna rağmen diğer insanlar için, özellikle de çocuk ve gençler için değer diyorum.
Nikotin bağımlılığı, dünyanın önlenebilir bir numaralı ölüm sebebi olarak, insanlığın karşı karşıya olduğu en ciddi toplum sağlığı sorunları içerisinde başı çekmektedir. En çok sigara kullanımı olarak karşımıza çıkan bu yıkıcı bağımlılık, insanlığı kitlesel olarak ilgilendiren bir sorundur. Diğer madde bağımlılıkları gibi kısa dönemde yıkıcı sorunlara yol açmaması, kullanımı sırasında kişinin psikiyatrik, sosyal ve mesleki işlevlerini etkilememesi ve çok yaygın kullanımı nedeniyle yeteri kadar ciddiyetle mücadele edilmeyen sinsi bir sorundur. Üstelik pasif içicilik olarak tabir edilen sigara içilen ortamlarda bulunmanın da ciddi riskler taşıdığı bilimsel olarak kabul edilmiş bir gerçektir.
Sigara bırakma yöntemleri geçerli midir?
Bilimsel olduğunu iddia eden yöntemler, bilimsellikle hiç alakası olmayan yöntemler, başardığını düşünenlerin herkese uyacağını düşündüğü kendi yöntemleri… Peki, gerçek olan nedir? Psikoeğitimsel tıbbi yöntemler en sağlıklı bırakma yöntemleridir. Sigara kullanımı kitleleri, milyonları ilgilendiren bir toplum sağlığı meselesi olduğundan, bir kâr amaçlı birçok yöntem yardım amaçlı sunulmaktadır. Bunların birçoğunun bilimsel gösterilebilir bir etkinliği yoktur. Bağımlılık ciddi, sistematik olarak ele alınması gereken tıbbi bir tablodur ve yardım almanın adresi psikiyatri hekimleridir. Ancak konu çok ağır sonuçlar doğurduğundan, psikiyatristlerin burada tek başlarına yeterli olamayacağı düşünülerek, bu konu birinci basamak sağlık hizmetlerinde, eczanelerde, göğüs hastalıkları uzmanı doktorların çalışma alanında ele alınmaktadır. Sigara içimi ile nikotin saniyeler içinde beyine ulaşır. Nikotin insan zihninde uyarıcı, dikkati arttırıcı bir etkiye sahiptir ve nöronların çalışma mekanizması üzerinde etkilidir. Düzenli kullanımı ile insan beyni nikotine temel işlevlerini yerine getirmek için gereksinim duymaya başlar ve bağımlılık gelişir. Sigara bırakma ile gelişen “yoksunluk sendromu” olarak tarif ettiğimiz tıbbi tablo, buna bağlı olarak gelişir ve ortalama 15-20 gün içerisinde gerileyerek geçer. Bağımlılık kavramında iki temel esas, yoksunluk ve tolerans sigara ve diğer nikotin ürünlerinde görülür. Ayrıca maddenin zihinde tasarlanandan daha fazla kullanılması, inatçı ve sürekli bir arzu ve başarısız kesme girişimleri, maddeyi temin etmek ve kullanmak için çok ve değerli zaman harcanması, madde uğruna önemli faaliyetlerden vazgeçme ve taviz verme, madde kullanımının zararlarının açık olmasına karşın kullanmaya devam etme sigara kullanımında görülen ve psikiyatride bağımlılık hastalığına uyan ölçütlerdir. Bilimsel bırakma yöntemlerine yer kalmadı. İstek gelirse bir dahaki yazıda konuşuruz. “dumansız hava sahası” kampanyası bahanesi ile sigara bağımlılığına birlikte bir göz atalım istedim. Kim bilir belki hep beraber bu bağımlılıktan kurtulabiliriz. Yarın TRT1’de saat 12’de canlı yayında, yaşam sohbetlerinde konum otizm. Seyrederek öğreneceğiz, maillerinizle paylaşacağız.