HEMEN BİRİ BENİM İÇİN YAPSIN İSTİYORUM

İstemek, dilemek, arzu etmek güzel şeyler düşündürüyor. Ama her isteğimizin gerçekleşmesi için yapılması gereken işler, geçilmesi gereken yollar ve kimi kez beklenmesi gereken bir zaman vardır. İstekleri erteleyebilmek aslında bir anlamda büyümenin belirtisidir. Çünkü çocuklar, özellikle 0-6 yaş grubunu erişkinden ayıran en önemli özelliklerden biri, isteklerini erteleyememeleridir. Karnı acıktığında hemen doymasını ister. Tuvaletini hemen yapmalıdır. “Şimdi uygun değil, biraz beklemen gerek.” gibi uyarılar onları sakinleştirmez. Oysa büyüdükçe ertelemeyi, beklemeyi ve sabretmeyi öğreniriz. Ama daha önemlisi istediklerimizin olması için bizim de bazı şeyleri yapmamız gerektiğini anlarız. İsteklerimize sadece bekleyerek ulaşamayacağımızı, neler yaparsak ulaşabileceğimizi ve bizim adımıza birinin değil, sadece kendimizin yapabileceğini büyümek bize öğretir. Gerçekten öğretir mi? İşte bu sorunun yanıtı bazen karışık olabiliyor. Çünkü nasıl büyütüldüğümüz, bize nasıl öğretildiği, erişkin olmamıza rağmen “Hemen biri benim için yapsın, beklemeyeyim ve emek sarf etmeyeyim, zahmet çekmeyeyim.” aşamasında kalabiliyoruz. Bu istek gerçekleşmediğinde hayal kırıklığı ve öfke geliyor. Hayal kırıklığı kendinize kalırken, öfke diğerlerine yönelir.

BÜYÜYEMEYEN ÇOCUKLAR

Kaç yaşında olursa olsun suyunu başkasının getirmesi gerektiğine, ödevlerini ve eksiklerini başkalarının takip etmesinin doğru olduğuna, istediklerini hemen yapmaya hazır ebeveynlerinin varlığına alışan çocukların büyümesini beklemek maalesef gerçekçi olmuyor. Çocuklarının her şeyi kendilerinden beklediğinden yakınan ebeveynler, yardım için geldiklerinde aynı davranışı sergiliyorlar. Çocuğun değerlendirilmesinden sonra benim yapabileceklerimi merak eden ebeveynlerden, kendilerinin yapması gerekenleri soranların sayısı çok az oluyor. Hatta onlar sormasa da yapmaları gerekenler söylendikten sonra, onları uygulayan ebeveyn sayısı çok daha azalıyor. Uzmanın onlar tutum değiştirmeden, zorlanmadan sorunu çözmesini bekliyorlar. Sonra çok sık karşılaştığım, onların çocukları olan gençler ve genç erişkinler geliyor. Anne ve babalarının adeta onları dünyaya getirdikleri için kendilerine borçlu olduğunu düşünen, kendileri hiçbir çaba göstermeden onların tüm sorunlarını yok etmesini ve kendilerine iyi bir gelecek hazırlamasını bekleyen genç sayısı, sorunun önemini gösteriyor.
Özel üniversitede kayıt yaptırmış ama devam etmeyen ya da sürekli sınıfta kalan gençler, ailelerinin ödemelere devam etmek zorunda olduğunu düşünüyor. Bir kısmı gelecek planı olarak babasının ona iş hazırlaması gerektiğini anlatıyor. İstedikleri en küçük şeyden, en büyüğüne elde etmek için bir şey yapmaları gerektiğini hiç düşünmeden, onlar için alınsın ya da yapılsın beklentisindeler. Bu nedenle de kendi yanlışlarını, kusurlarını hiç görmeden başarısızlıklarını, sorunlarını başkalarının suçu olarak değerlendiriyor ve yine başkalarının değiştirmesini istiyorlar.
İstemek, istediğimizi kısa sürede ve zahmetsiz elde etmek güzel gelebilir. Ama her zaman olmayacağını bilmiyorsak; çocuklara öğretmemiş, örnek olamamışsak sorun var demektir. Sorumluluklarını, isteklerin gerçekleşmesi için kat edilmesi gereken yolun bazen uzun ve yorucu olsa da, sonuna gelindiğinde elde edilen şeyin ne kadar değerli olduğunu, isteklerini birinden istemeden gerçekleştirmeye çalışmanın nasıl muhteşem bir his ve güç olduğunu öğrenmeden büyümek mutluluk getirir mi? Daha önemlisi gerçekten “büyümek” sayılır mı?

Facebooktwitterlinkedinmail